13 Aralık 2010 Pazartesi

FULL DİJİTAL MORİTA VE INTRUMENTARİUM 2010 CİHAZLARLA PANORAMİK VE SEFALOMETRİK RÖNTGEN ÇENE FİLMİ DİŞ FİLMİ DENTAL PANORAMİK DENTAL SEFALOMETRİK GRAFİLER MORİTA 2DCP ÜMRANİYE 0-216-5218836 INSTRUMENTARİUM PANORAMİK DİJİTAL ÇEKMEKÖY 0-216-6423432 RADİSTANBUL GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ İSTANBUL


 


 


 

Osteoporoza bağlı kırıklar en sık menopoz sonrası dönemdeki kadınlarda görülür.Guatr ve diyabet gibi hormonal hastalıklarda, uzun süre kortizon tedavilerinde ve sigara içicilerinde osteoporoz riski daha da yüksektir.Osteoporozla ilişkili en yaygın kırıklar omurga, kalça ve el bileğinde görülür.Omurgada meydana gelen çökme kırıklarına bağlı kamburluk gelişir. Osteoporoza bağlı en sık görülen kırıklardan olan kalça kırığı %20 ölümle sonlanırken, %50 hasta tekrar bağımsız yaşama dönemez.

Osteoporoz
*Azalmış kemik sertliği,
*Azalmış kemik mineral yoğunluğu,
*Değişmiş mikromimari, Artmış kırık riski ile karakterize bir iskelet hastalığıdır.
*Hastalık genellikle bir kırık oluşana kadar klinik olarak sessizdir


 

http://www.goruntulememerkezi.com/

http://www.radistanbul.com/

http://www.ikinciduzey.com

http://radistanbul.blogspot.com


 

adreslerinde güncel bilgiler barındıran RADİSTANBUL GÖRÜNTÜLEME MERKEZİMİZ , merkezi ÜMRANİYE'de bulunan üç şubemizde halkımıza erişilebilir, sürekli, uygun fiyatlı ve üstün kaliteli görüntüleme hizmetini sunmaktadır. Deneyimli uzman doktorlarca kurulmuş bir şirket bünyesinde ÜMRANİYE ÇEKMEKÖY ve çok yakında ÜST KAYNARCA PENDİKTE MARMARA ÜNİVERSİTESİ EAH karşısında hizmet vereceğiz. Radistanbul Görüntüleme Merkezi Ümraniye son durakta 4 yıldır hizmet vermektedir. Bünyemizde ultrason, doppler, mamografi, kemik yoğunluğu ölçümü, son teknoloji full dijital panoramik ve sefalometrik diş röntgeni cihazları bulunmaktadır.

Tüm İSTANBUL'a başta Anadolu yakası semt ve ilçeleri olmak üzere hizmet sunumu amaçlamaktayız.

RADİSTANBUL GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ AİLE HEKİMLİĞİ SİSTEMİNİ DESTEKLEMEKTE VE İNDİRİMLİ HİZMETLERİ UYGUN FİYATLARLA HALKIMIZIN VE AİLE HEKİMLERİMİZİN KULLANIMINA BAŞLATMIŞTIR.

BÜNYEMİZDE SON TEKNOLOJİ ULTRASONOGRAFİ, RENKLİ DOPPLER USG, MAMMOGRAFİ, KEMİK MİNERAL DANSİTOMETRİ VE FULL DİJİTAL PANORAMİK VE SEFALOMETRİK PANORAMİK RÖNTGEN CİHAZLARI İLE HİZMET VERMEKTEDİR.


 

RADİSTANBUL ÜMRANİYE ÇEKMEKÖY PENDİK GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ

0-2165218836

0-216-6423432

Radistanbul Görüntüleme Merkezi Ümraniye son durakta 4 yıldır hizmet vermektedir. Bünyemizde ultrason, doppler, mamografi, kemik yoğunluğu ölçümü, panoramik ve sefalometrik diş röntgeni cihazları bulunmaktadır.


 

SAĞLIK ANSİKLOPEDİSİ


 


 

İltihap


 


 


 

Kanal tedavisi ;

Öncelikle anestezi yapılarak hastanın canının yanmaması

garantiye alınır.

Daha sonra çürük temizlenip , dişin sinirinin olduğu yere (

pulpa ya ) ulaşılır .

Pulpaya ulaşıldıktan sonra dişin içerisindeki birikmiş olan

iltihap dışarı çıkar ve böylece şiddetli ağrıyı oluşturan

basınç ortadan kalkmış olur.

Sinir tamamen ölmüşse veya ağrı olmaksızın müdahale etmek

mümkünse , kanal içerisindeki sinir ve doku artıkları

temizlenip , çıkarılır . Böylece iltihabı yaratan bakterisel "

odak " yok edilmiş olur .

Eğer ağrı nedeniyle sinir çıkarılamıyorsa , siniri öldürücü

etkisi olan bir madde diş içerisine konularak geçici dolgu ile

diş kapatılır. Ertesi gün bu madde sayesinde sinir tamamen

ölmüş olacağından daha rahat çalışılır.

Kanal içerisinde bununan doku artıkları temizlendikten sonra

kök ucundaki iltihabın daha kolay dışarı çıkabilmesi amacıyla

kök ucuna kadar ulaşılmaya çalışılır.

Kök ucuna kadar diş kanalı genişletilmelidir. Bu işlem hem

iltihabın kolay dışarı çıkmasını hem de bakterilerin

yerleştiği kanal duvarlarının temizlenmesini sağlar.

Bir kaç seans süresince kanal içerisine çeşitli dezenfektan

maddeler uygulanarak kanal içerisindeki bakteriler yok

edilmeye ve iltihap azaltılmaya çalışılır.

İltihabın üremesinin durduğu anlaşıldıktan ve kök ucundan

iltihap gelmesi sona erdikten sonra kanal içerisi özel bir

dolgu maddesiyle , kök ucuna kadar doldurulur.

Üstüne geçici bi dolgu yapılarak bir süre beklenir . Bir kaç

haftalık beklemenin ardından üst dolgu yapılarak tedavi

bitirilir.

Kanal tedavisi yapılmış dişler , canlılığını yitirdikleri için

zamanla kuru ve kırılgan bir hale gelirler . Basit bir

kuvvetle bile kırılabilirler. Bu nedenle kanal tedavisi

yapılmış dişlerin tedavi bitiminden sonra bir kaç ay

içerisinde porselen kron ile kaplanması önerilir.

Kanal tedavisinden sonra dişin üzerine basınca ağrı varsa veya

dişin yanında hafif bir şişlik , baloncuk varsa bu tedavinin

başarılı olamadığı anlamına gelir.

Kök ucundaki iyileşme ancak 6 ay sonra röntgen de görülebilir.

Bu nedenle kanal tedavisinden 6 ay sonra mutlaka röntgen

çekilmelidir. Eğer bu rötgende kök ucunda hala bir lezyon

görülüyorsa kanal tedavisi yenilenmelidir. Eğer yenilenmesi

mümkün olamıyorsa diş çekilmelidir.


 


 


 


 


 


 


 


 


 


 


 


 


 

Dişeti Hastalıkları

Cerrahi Tedavi Sonrası Öneriler


 


 

Hazırlayan : Türk Dişhekimleri Birliği

Periodontal Cerrahi Sonrası Postoperatif Öneriler:

Yapılan periodontal (dişeti hastalıkları) cerrahi işlem sonrası

yapması ve yapmaması gereken işlemler

Cerrahi işlem sonrası 2 saat hiçbir şey yiyip içmeyiniz.


 

Ameliyat sonrası ilk 24 saat içerisinde sıcak yiyecek ve

içeceklerden uzak durmanız gerekmektedir. Çiğneme operasyona

dahil edilmeyen bölge ile yapılmalıdır. Yumuşak ve ılık

yiyecekler uygundur. Asitli meyva suları, alkollü içecekler ve

baharatlı yiyeceklerden uzak durulması gerekmektedir. Aksi

taktirde ağrıya neden olurlar.


 

Ameliyatı takip eden günlerde sigara içilmemelidir. Dişetini

irrite ederek iyileşmeyi tehlikeye atacağından ve ağız içi

sıcaklığını arttıracağından cerrahi işlem sonrası sigara

içilmemesi gerekir.


 

Ameliyatı takiben 2 hafta süresince, eğer varsa, protezlerin

mümkün olduğunca az kullanılması gerekmektedir.


 

Ameliyat yapılan bölgede pat yoksa veya düştüğünde süturlara

bakmak için dudak ve yanağın kaldırılmaması gerekmektedir.


 

Ameliyat bölgesine konulan pat sizi rahat ettirmek ve yara

bölgesini irritasyondan korumak içindir. Ağrıyı önler, yara

iyileşmesini kolaylaştırır ve alışık olduğunuz aktiviteleri

rahatlıkla sürdürebilmenizi sağlar. Pat ilk yerleştirildiği

birkaç saat içinde rahatsızlık hissi verebilir. Dil veya

parmakla patı oynatmayınız. Yerleştirilen pat küçük parçalar

halinde kırılırsa panik yapmayınız. Büyük parçalar koparsa veya

sizi çok rahatsız ederse doktorunuzu arayınız.


 

Hafif şişlikler olabilir. Operasyon bölgesinin üzerine ilk gün

buz torbası hazırlayarak dışarıdan uygulayabilirsiniz. Sık

olarak bir çay kaşığı tuz koyduğunuz bir bardak ılık su ile

ağzınızı yavaşca çalkalayınız.


 

Operasyon sonrası ilk 4-5 saat içerisinde cerrahi bölgesinden

bir miktar sızıntı olabilir. Bu da tükürüğünüze kırmızı renk

verecektir. Bu durumda panik yapmayınız ve sızıntı devam ederse

temiz bir gazlı bezi rulo haline getirip 20 dakika kadar kanama

bölgesine bası yapacak şekilde uygulayabilirsiniz. Daha uzun

süreli kanamalar doktorunuz tarafından kontrol altına

alınmalıdır.


 

Operasyon sonrası ilk 24 saat içerisinde ürperti ve halsizlik

hissi oluşabilir. Bu durum normaldir ve endişeye gerek yoktur.

Günlük aktivitelerinize devam edebilirsiniz, ancak aşırı çaba

gerektiren sporlar yapılmamalıdır.


 

Ameliyat sonrası iyileşme için doktorunuzun yazdığı reçeteyi

uygulayınız. Eğer doktorunuz önermişse antibiyotikleri tarif

edilen şekilde kullanınız. Ameliyat sonrası ağrınız olursa ağrı

kesici alabilirsiniz. Bu durumda aspirin veya benzeri salisilik

asit türevi ilaçlar alınmamalıdır.


 

Ameliyat edilmeyen bölgelere normal fırçalama işlemlerini

uygulayabilirsiniz. Ameliyat bölgesindeki dişlerin ise çiğneme

yüzeylerini fırçalayınız. Pat uygulanmamışsa o bölgedeki dişleri

de fırçalayabilirsiniz. Ancak, dişipi kullanırken dişeti altına

inmeyiniz. Doktorunuz önermişse fırçalama işlemleri sonrası

önerilen ağız gargarasını kullanabilirsiniz.


 

Yemek sonrası ağzınızı çalkalayın. Patın üzerini nemli pamukla

veya kulak temizleme çubuğu ile silebilirsiniz.


 

Doktorunuzun önerdiği süre (1 hafta veya 10 gün) sonunda

dikişlerinizi aldırmak ve kontrol için doktorunuzu arayınız.


 


 


 


 


 


 


 


 

Estetik diş hekimliği ; dişlerin görünümlerindeki veya

yapılarındaki sorunların giderilmesi amacıyla çeşitli diş

hekimliği branşlarının tek tek veya birbirleriyle uyumlu bir

şekilde kullanılmasıdır.

Estetik sorunlar ;

Dişlerin renklerindeki bozukluklar

Dişlerin şekillerindeki bozukluklar

Dişlerin konumlarındaki bozukluklar

Diş eksiklikleri

Diş etleriyle ilgili sorunlar

Çenesel uyumsuzluklar


 

Dişlerin renklerindeki bozukluklar ;

Dişlerdeki sonradan olma renklenmeler

....................................( sigara , çay , kahve

nedeniyle )

Dişlerin yapısındaki renklenmeler

.............................................( gelişimsel ,

antibiyotik veya demineralizasyon nedeniyle veya kanal

tedavisi sonrasınada )

Dişlerin renginin yapısal olarak koyu olması

............................... ( ırsi veya gelişimsel

olarak )

Dişlerdeki renklenmelerin giderilmesi ;

Sonradan olan renklenmeler : temizlik ve parlatma ile

giderilir.

Dişlerin yapısındaki renklenmeler : bleaching ( ağartma )

teknikleri ile giderilir . Bu tekniklerle tatmin edici bir

sonuca ulaşılamazsa dişlerin ışınlı dolgu ile kaplanması ,

bu da tatmin edici olmazsa son seçenek olarak porselen kron

ile kaplanması gerekmektedir.

Dişlerin renginin yapısal olarak koyu olması : bleaching (

ağartma ) teknikleri ile giderilir.


 


 


 

Dişlerin yapılarındaki , şekillerindeki bozukluklar ;

Kırık dişler

Dişlerin yüzeyindeki düzgün olmayan alanlar veya defektler

Kötü görünümlü dolgu ve kaplamalar


 

Dişlerin şekillerindeki bozuklukların giderilmesi ;

Kırık dişler ; ışınlı dolgu ile restore edilir. Bu

restorasyonun pinler ( ufak çiviler ) ile daha sağlam olması

sağlanabilir. Yine de yeteri kadar dayanıklılık sağlanamazsa

porselen kron ile kaplanması gerekebilir.

Dişlerin yüzeyindeki düzgün olmayan alanlar ; ışınlı dolgu

ile restore edilir. Bu seçenek tatmin edici olmazsa son

seçenek olarak porselen kron yapılır.

Kötü görünümlü , eski , metal ( amalgam ) dolgular ; ışınlı

dolgular ile değiştirilebilir. Daha önceleri ışınlı

dolguların sağlamlık açısından yeterince tatmin edici

olmaması nedeniyle metal ( amalgam ) dolgular tercih

edilmekteydi. Son zamanlarda teknolojinin ilerlemesiyle

içeriğinde porselen partikülleri bulunan yeni nesil ışınlı

dolguların ( porselen ile modifiye edilmiş kompozitlerin )

kullanılmasına başlanmış ve metal dolgulara yakın bir

sağlamlıkta oldukları saptanmıştır.

Kötü görünümlü kron-köprüler ; genellikle eski plastik (

akrilik ) olanlardır. Plastik kaplamalı kronlar daha kolay

aşınır ve renk değiştirir.Bunların hem daha estetik hemde

daha hijyenik olan porselen kronlar ile değiştirilmesi

önerilir.


 


 

amalgam dolguların ışınlı dolgularla değiştirilmesi


 

Dişlerin konumlarındaki bozukluklar ;

Dişler arasındaki yapısal boşluklar ( diastema )

Dişlerin akslarının eğri olması

Dişlerin çarpık olması


 

Dişlerin konum bozukluklarının düzeltilmesi ;

Dişlerin arasındaki boşluklar ; öncelikle ortodonti ( tel

tedavisi ) ile çözümlenmeye çalışılır. Bu mümkün olmazsa

ışınlı dolgu resterasyonları denenir. Son olarak porselen

kron yapılması düşünülür.

Dişlerin akslarının eğri olması ; ortodontik tedavi ile

çözümlenir.

Dişlerin çarpık olması ; ortodontik tedavi ile çözümlenir.


 

diastemanın porselen kron ile düzeltilmesi


 


 

Diş eksiklikleri ; dişlerin çekilmesi veya gelişimsel olarak

çıkmaması nedeniyle meydana gelir.

Diş eksikliklerinin giderilmesi ; ortodontik tedavi ( tel

tedavisi ) veya protezler ( porselen köprü veya

takıp-çıkartmalı protezler ) ile sağlanır. Boşlukların

yanındaki dişlerin kesilmesi istenmiyorsa , bu boşluklara

uygulanan implant ve üstüne yapılan porselen kronlarla da bu

sorun giderilebilir.


 

Diş etlerindeki estetik sorunlar ;

Diş etlerinin aşırı çekilmesi

Diş etlerinin bulunduğu damağın boyunun aşırı uzun olması ve

gülerken dişler kadar diş etlerinin de görülmesi .

Diş etlerindeki estetik sorunların düzeltilmesi ;

Diş etlerinin aşırı çekilmesi ; diş eti tedavisi ve

cerrahisi ile çözümlenir.

Diş etlerinin bulunduğu damak boyunun fazlalığı ; için

genellikle birşey yapılmaz. Eğer çok isteniyorsa sorun

cerrahi olarak çözümlenir.


 

Çeneler arası uyumsuzluklar ;

Alt çenenin geride olması

Alt çenenin ileride olması

Ön dişler arasında açıklık olması

Çeneler arasındaki uyumsuzlukların çözümü ;

Büyüme tamamlanmamış ise ortodontik tedavi ile çözümlenir

Büyüme tamamlanmış ise ve çok gerekliyse cerrahi + protetik

yöntemlerle çözümlenir


 


 


 


 


 


 


 


 


 

Ağız Sağlığı & Bakımı

Ağız Kokusu

Ağız Kuruluğu

Ağız & Çene Cerrahisi

Çocuk Dişleri

Diş Beyazlatma

Diş Çürükleri

Diş Eti Hastalıkları

Diş İltihapları

Estetik Sorunlar

İmplant (Diş Ekme)

Ortodonti (Çarpıklık Tedavisi)

Protezler

Hamilelikte Diş Sağlığı

Koruyucu & Aile Diş Hekimliği

Diş hekimliğinde yenilikler

Diş hekimliğinde sterilizasyon

Diş hekimliğinde lazer

Diş hekimliğinde anestezi

Diş hekimliğinde akupunktur


 

Bazı kişiler için diş hekimine gitmek çok çekindikleri hatta

korktukları bir durumdur. Bunun nedeni daha çok geçmişte ( özellikle

çocuklukta ) yaşanan kötü tecrübeler veya kötü izlenimlerdir.

Çoğunlukla da bu endişenin temelinde iğneye ve acıya karşı duyulan

korku vardır.

Gelişen teknoloji hastaların ağrı duymaması için bir çok alternatif

sunmaktadır.Bu nedenle günümüzde hastalar pek ağrı ile

karşılaşmamaktadır. Örneğin teknolojinin gelişmesiyle diş

hekimliğinde anestezi amacıyla kullanılan iğnelerin uçları bir

milimetreden daha az çapları olacak şekilde ( 0.35-0.40 mm )

yapılmaktadır. İğnenin çapının çok ince olması nedeniyle hasta çoğu

zaman iğneyi hissetmemektedir. Fakat yinede endişelenen hastalar

için iğne yapılmadan önce sprey şeklindeki yüzeyel anestezikler

kullanılarak iğnenin hiç hissedilmemesi sağlanabilir.

Ağrısız bir tedavinin ilk şartı ; anestezidir. Bu nedenle iğneden

korkan kişiler gerçekte çok az hissedecekleri veya hiç

hissetmeyecekleri bir işlemden - yani anesteziden - kaçarak çok daha

fazla hissedecekleri bir ağrıyı yaşayabilirler.

Hem hastanın hem de diş hekiminin pisikolojik olarak kendilerini

rahat hissedebilmeleri için anestezi yapılmalı ve böylece ağrı

stresi yaşanmamalıdır.Böylece tedavi daha kısa sürede ve daha

başarılı olur.

Çocukların diş hekimine alıştırılmaları için ; küçük yaşlarda diş

hekimine " tanışma " amacıyla götürülmeleri tavsiye edilir. Böylece

ilk deneyiminde çocuk ağrısız ve korkusuz bir gün geçirir. Daha

sonraki seanslarda ise mümkün olduğunca ağrısız müdahaleler

yapılmalıdır. Unutulmamalıdırki çocuklar sadece canlarının

yanıp-yanmadığını bilir. Olayları doğru bir şekilde yorumlayamazlar.

Bu nedenle yapılacak tedavilerin zamana yayılarak yapılması ,

çocuğun dişhekimleri ile ilgili olumsuz izlenimler edinmemesini

sağlar. Bunun sonucunda diş hekimi korkusunun geliştiği en önemli

dönemler sağlıklı bir şekilde atlatılır.


 


 


 

Diş Hekimi Korkusunu pekiştiren ; bazı filmler ve karikatürlerde

hastaları ön yargılı olmaya itmektedir. Genellikle mizah konusu

olarak kullanılmasına karşın özellikle çocuklarda yanlış etkileri

olabilmektedir. Bu nedenle bu tarzdaki film ve mizah anlayışından

kaçınılmalıdır. Özellikle çocuların bu tür film ve dergilerden uzak

tutulması gerekmektedir.


 


 


 


 


 


 


 


 


 


 

Kompozit Reçine nedir?

İçinde silikon dioksit parçacıkları olan bir plastik karışımdır.

Diş renginde olduğu için beyaz dolgu olarak tanımlanırlar.

1960'larda yalnızca ön dişlerde kullanıldıkları halde materyalin

ileri derecede geliştirilmesiyle çiğneme basınçlarına dayanıklı ve

daha az aşınan bir dolgu maddesi larak arka dişlerde de başarılı

olarak uygulanabilmektedirler.


 

Kompozit dolgular nasıl yapılır?

Kompozit dolgular, hazırlanmış kavitelere tabaka tabaka

yerleştirilir ve her tabaka özel bir ışık ile sertleştirilir. Bu

işlem bitince kompozit dolgular dişe göre şekillendirilir ve

düzeltilir. Bütün bu işlemler amalgam dolgu işleminden daha uzun

sürer. Ancak amalgamın en az iki katı kadar daha pahalıdır.

Kompozit dolguların ağızda kalma süresi de 7-10 yıldır ki bu süre

amalgamın ömrüne yakındır. Ancak çok büyük dolgularda durum

amalgamın lehinedir.


 


 

Tedaviden Önce Tedaviden Sonra


 

Avantaj ve dezavantajlar

Bu dolguların en büyük avantajları estetik olmalarıdır. Ayrıca bu

dolgular dişlere iyice bağlandığı için diş dokularını destekler,

kırılmaları ve sıcaklık geçmesini engeller. Kompozitler, yalnızca

çürükleri restore etmek için değil, dişlerin rengini ve biçimini

değişitirerek kozmetik etkileri için de kullanılabilmektedirler.

En önemli dezavantajı işlem sonrası duyarlılıkların olmasıdır.

Dolguların renkleri, kahve, çay gibi boyayıcı yiyeceklerle de

hafifçe değişebilmektedir.


 

Kompozit restorasyonlar sonrası hastalara uyarılar

Kompozitlerde de artık aynı seansda polisaj işlemi

yapılabilmektedir.Ancak çok büyük restorasyonlar ya da çok diş

için yapılan seri restorasyonlarda hastayı bir defa daha kontrole

çağınp varsa gerekli düzeltmeleri yapmak hem estetik hem fonksiyon

açısından çok daha iyi olacaktır.


 

Bu mateyallerle ön dişlerde çok büyük kayıplar restore

edilebilmekte bu nedenle hastaların ısırmada dikkatli olmalarının

bu restorasyonların ömrünü uzatacağının da anlatılması

gerekmektedir.Özellikle fasial yüzde yapılan uygulamalardan sonra

ne kadar iyi polisaj yapılmış olsa da boyayabilen yiyecek ve

içeceklerin dolguların renklerini değiştirebileceği yine

hatırlatılmalıdır.Aşınma nedeni ile restore edilmiş dişlerde daha

çok dikkat edilmesi gereken şey de hastaya çok sert olmayan diş

fırçaları önermek ve fırçalama yöntemlerinde düzeltmeler

yapabilmelerini sağlamaktır.Bu öneriler geniş fasial yüz

restorasyonlan için de geçerlidir.


 


 


 


 

Kozmetik

Implant Nedir?

Nasil Yapilir?

Kanal Tedavisi Nedir?

Total ve İskelet Protezlerin

Kullanım ve Bakımı

Ağız,Diş Bakımı

ve Yöntemleri

Diş Etleriniz

ve Bakımları

Diş Beyazlatma

EBEVEYNLERE TAVSİYELER

Bebeklik dişleride önemlidir: Çocuğunuzdaki süt dişleri tabiki düşecekdir,

fakat onların görevi çıkacak olan sürekli dişlerin sağlıklı bir şekilde

yerlerine oturabilmesi için rehberlik yapmakdır.

Çocuğunuzun ağızındaki bebeklik dişlerinin hiç oluşmadığını farzederseniz,

onların altından gelmesi gereken sürekli dişler ya deforme olacak, ya

çarpık çıkacak veya hiç çıkmayacakdır. Çocukların yemek yemenin dışında,

iyi bir şekilde konuşma ve telaffuzu olması için, dişlere ihtiyacı vardır.

Tüm bunların ötesinde çocuğun iyi bir ağız bakımı programı elde edebilmesi

(fırçalama, diş ipi kullanma, sağlıklı beslenme ve rutin hekim kontrolü)

ancak bu yaşlarda iken kolayca sağlanabilmektedir. Yapılan araştırmalar

bizlere göstermiştir ki, ileri yaşlardaki insanlarda olan diş hekimi

korkusu çocuklar küçük yaşlardan itibaren diş hekimine götürüldüğü

taktirde olmamaktadır.

Diş temizliğinin öğretilmesi: Çocuklarınızın sizi diş fırçalarken

izlemesine izin verin. Ona da kendi diş fırçasını ve diş macununu verin,

göreceksiniz sizinle birlikde oda dişlerini fırçalamaya çalışacakdır.

Çocuklarda 7-8 yaşına kadar henüz koordinasyon yeteneği bulunamadığı için

kendi dişlerini kendileri fırçalayamayacaklardır. Fırçalamayı öğretmek

için en uygun saat akşam yemekden sonradır. Hatta akşamleyin çocuk

televiziyon seyrederken onun arkasına geçip, kuru bir fırça ile yavaşça

dişlerini fırçalar gibi yapmak çok yararlıdır. Diş fırçalama ile ilgili

tekniği diş hekiminizden öğrenebilirsiniz.

Tatlı atıştırma alışkanlığı: Hem büyüklerin, hem de küçüklerin yemek

aralarında tatandırılmış gıdaları ve şekerli alma alışkanlığı vardır.

Çocukların bu tür fazlasıyla tatlı içeren gıdaları almasını engellemenin

en kolay yolu, çocuğun kolayca ulaşabileceği, buzdolabında bir yere

kesilmiş veya ayıklanmış meyveler koymakdır.

Diş hekimi: Çocukları tedavi etmesini seven bir diş hekimi bulmanız

gerekir. Eğer sizin diş hekiminiz çocukları tedavi etmesini sevmiyor ise,

ondan bu tedaviyi yapan bir diş hekimi tavsiye etmesini isteyin.

Çocuğunuzun ilk diş hekimi ziyareti 2.5 veya 3.5 yaşları arası olmalıdır.

Eğer çocuğunuzun diş hekimini ilk ziyareti mutlaka bir ağrı sonucu olsun

istiyorsanız; çocuğunuz diş hekiminden korkacakdır. Bunun yerine belli

aralarla çocuğunuzu diş hekiminize götürdüğünüzde, artık çocuk hekimine

alışmış olacak ve kendisine rahatsız hissetmeyecekdir.

Hekime giderken çocuğunuzu çok fazla hazırlamayın (bir şey olmayacak, bak

canın yanmayacak vs. gibi). Durum böyle olursa çocuk kendini daha fazla

tedirgin hissedecekdir. Çocuğunuzun daha önceden diş tedavisi ile ilgili

kötü bir anısı var ise hekime bunu mutlaka söyleyin.


 


 


 


 


 

Acil Sorunlar

Ağız Sağlığı & Bakımı

Ağız Kokusu

Ağız Kuruluğu

Ağız & Çene Cerrahisi

Çocuk Dişleri

Diş Beyazlatma

Diş Çürükleri

Diş Eti Hastalıkları

Diş İltihapları

Estetik Sorunlar

İmplant (Diş Ekme)

Ortodonti (Çarpıklık Tedavisi)

Protezler

Hamilelikte Diş Sağlığı

Koruyucu & Aile Diş Hekimliği


 

Aft ve uçuklar

Dildeki hastalıklar

Çene kırıkları ve tadavisi

Ağız ve çenedeki tümörler

Ağız içindeki yara ve lezyonlar

Tempero Mandibuler Eklem Sorunları


 


 

Diş çekimini gerektiren durumlar ;

Aşırı derecede iltihaplı , kanal tedavisi uygulanamayacak

dişlerde .

Kanal tedavisi sonucunda başarısız olunması .

Diş eti iltihabının ilerlemesi sonucunda , dişin aşırı kemik

kaybına uğraması ( bu durumdaki dişlerde aşırı derecede

sallanma , abse , ağrı vardır )

Ortodontik tedavi amacıyla " seri çekim " yapılarak diğer

dişlere yer açılması .

Diş çekimi sonrasında oluşan boşluk ; en kısa zamanda

yerine porselen köprü , implant , veya diğer protezler

yapılarak giderilmelidir.

Diş çekimi sonrasında oluşan boşluk giderilmezse ;

boşluğun yanındaki dişler ve boşluğun karşındaki diş

kayarak yer değiştirir. Dişlerin yer değiştirmesi hem

estetik hemde fonksiyonel açıdan sakıncalıdır. Bu

dişlerin aksları ve konumları bozulur .

Dişlerin kapanış düzeninin bozulması nedeniyle çene

ekleminde problemler oluşur..

Aksları bozulan dişlerin üzerine , ileride köprü veya

diğer protezlerin yapılabilmesi mümkün olmayabilir.

Dolayısıyla ileride bir çok sıkıntı yaşanmaması için

diş çekimi sonrasında mutlaka bu boşluklar

doldurulmalıdır.

Diş çekiminden sonra dikkat etmeniz gerekenler ;

Ağzınızı bir kaç saat su ile çalkalamayınız . ( Aksi

halde çekimden sonra iyileşmeyi sağlayacak olan kan

pıhtısının oluşumunu engeller ve çekim yarasının

iyileşmesinin gecikmesine neden olursunuz.)

Çekim yerine konan steril gazlı bezi en az 15-20

dakika sıkıca bastırarak yerinde tutunuz. Bu tamponu

attıktan sonra,kesinlikle ikinci bir tampon

yerleştirmeyiniz. Çünkü hiçbir zaman bu tampon steril

olamayacaktır. Ayrıca her seferinde yaranın üzerindeki

pıhtı bu tampona yapışacak ve kanamanızın durmasına

mani olacaktır.

Sızıntı şeklinde kanamanız olabilir. Bu kanama 6 ile

24 saat arasında bir süre devam edebilir. Kanın

tükrüğünüzü boyama özelliğinden dolayı kanamanızın

fazla olduğunu düşünüp paniğe kapılmayın. Eğer çok

kanamanız olursa hekiminize başvurunuz.

Ağrınız olabilir. Bu durumda ağrı kesici

alabilirsiniz. ( Aspirin hariç : çünkü aspirin kanı

sulandırdığından kanamayı arttırır. ) Özellikle

uyuşukluğunuz geçerken ağrı en yüksek düzeye ulaşır.

Bu normal bir durum olup uyuşukluk geçmeden önce ağrı

kesici almak yararlı olacaktır.

48-72 saat sonra şiddetli ağrı oluşabilir. 24 saati

geçen kanama,kötü bir tat ve koku hissi olursa derhal

dişhekiminizi arayınız. Ağız hijyeniniz iyi olmaması

ve çok fazla sigara içilmesi alveolit " kuru boşluk

iltihabı " denilen bu durumun oluşmasının en önemli

sebeplerindendir.

24 saat süreyle sigara içmeyiniz ve alkollü içkilerden

kaçınınız.

Diş çekimi yerine dilinizi yada herhangi bir aleti

sokup kurcalamayınız.

Dişler çene kemiğine bağlı olduğundan çekim sonrasında

kemik ortaya çıkar ve siz çekilen dişten parça

kaldığını düşünebilirsiniz. O bölge ile hiç

ilgilenmeyin. Birkaç gün içerisinde açık kemiğin üzeri

dişetiniz ile örtülecektir.

Diş çekiminden sonra uyuşukluk geçinceye kadar bir şey

yemeyiniz. Farkında olmadan uyuşuk olan bölgeleri

ısırıp yaralıyabilirsiniz.

Çok sıcak veya soğuk gıdalar yemeyin ve içmeyiniz. İlk

24 saat içinde sıvı ve çiğnemeye gerek olmayan yumuşak

ve ılık gıdalar alınuz.Sonra tedbirli olarak günlük

gıdalara geçebilirsiniz.

Diş çekimini takiben 24 saat sonra normal ağız bakımı

uygulamalarına devam edin. Seyreltik ılık tuzlu su

veya ağız gargaralarından yararlanabilirsiniz. Bu

işlemler yara ortamını temizler,iyileşmeyi

hızlandırır,çekim sonrası ağız kokusunu azaltır,mikrop

birikimini engeller ve ikincil enfeksiyon olma riskini

elimine eder.

Diş çekimi sonrası mümkünse başınızın altına yüksekçe

bir yastık koyup,çekim yaptırdığınız gün yatıp

dinleniniz.

Şayet diş çekimi normale göre zor olduysa ; mutlaka

çekilen diş bölgesine dışarıdan 8 saat boyunca saatte

bir 5-10 dakika süreyle buz tatbiki yapmalısınız. Şiş

ve morarma buz tatbiki ile önlenmiş olacaktır.

Cerrahi müdahale ile diş çekimi yapıldıysa ; şişlik

olabilir. Bu normaldir.

Dikiş atıldıysa ; dikişler 7 ile 10 gün içinde

alınmalıdır. Dikişler ağızda iken dilinizi o bölgeye

götürmemeye ve dikişlerle oynamamaya özen gösteriniz


 


 

Gömülü 20. Yaş Dişi ( 3.cü molar ) Cerrahisi ;


 

Gömülü 20.yaş dişlerinin problem olmasının nedeni ; genetik

olarak bu dişe ihtiyaç kalmaması ve gittikçe çenelerimizin

küçülmesidir. Çenelerimiz küçüldükçe 20.yaş dişleri kendine

yer bulmak için zorlanmakta ve dolayısıyla diğer dişler gibi

çıkamamaktadır. Kendine yer bulamayan 20.yaş dişleri öndeki

dişi ittirerek baskı yapmakta ve bu da çapraşıklığa neden

olmaktadır. Ayrıca çok geride olmaları ve etraflarındaki diş

etinin normal anatomik yapıda olmamaları nedeniyle kolayca

iltihaplanabilmektedirler.

Tam gömülü 20.yaş dişleri ; genellikle sorun yaratmazlar.

Fakat rötgen ile takip edilmeleri gerekir. tam gömülü

olmalarına rağmen öndeki dişin köklerine baskı yapabilirler.


 

Kısmen çıkmış 20.yaş dişleri ; en çok sorun çıkaranlardır.

Tam çıkamadıkları için öndeki dişe baskı yaparak çıkmaya

çalışırlar. Üzerlerindeki diş eti parçası ( kapşon ) ,

zamanla arasına yemek artıklarının kaçması ve bakteri

üremesi nedeniyle iltihaplanır.Dişin etrafındaki diş etinin

iltihaplanması sonucunda ; ağrı , şişlik , abse oluşur.

Çürük için uygun ortam oluştururlar.

Tamamen çıkmış 20.yaş dişleri ; genellikle sorun çıkarmazlar

fakat çok geride oldukları için fırçalanmaları zordur. Bu

nedenle ağız bakımı çok iyi olmayan hastalarda koruyucu bir

önlem olarak çekilmeleri tavsiye edilir.

20. yaş dişi iltihabı veya absesinin belirtileri ;

Ağrı ( kendiliğinden veya üstüne basınca )

Şişlik ( ağız içerisinde veya yüzde )

Kızarıklık

Çene altındaki lenf bezlerinin şişmesi

Yutkunma zorluğu

Ağzın kapatılamaması veya kapatınca 20.yaş dişi

üzerindeki diş etinin ısırılması , baskı olması.

20.yaş dişlerinin zararları ;

Öndeki dişe baskı yaparak çapraşıklığa neden olabilir

Öndeki dişte çürüğe neden olabilir.

İltihap için uygun bir ortam yarattığından zaman zaman

ağrı ve şişliğe neden olabilir.

Mevcut iltihap , vucudun zayıf bir anında kana karışıp

; kalp , böbrek , beyin , eklemler gibi hayati

organlara yerleşebilir ve hayati tehlike yaratabilir.


 

20.yaş dişi iltihabının tedavisi ;

Öncelikle antibiyotik tedavisi ile akut durumdaki

iltihabın kronikleştirilmesi gerekir. ( Burada bulunan

iltihap , antibiyotik kullanımı ile sadece

kronikleşmektedir.Tamamen temizlenememektedir. Bu

nedenle antibiyotik kullanımı sonrasında şikayetlerin

geçmesine aldanarak dişin çekilmesinden

vazgeçilmemelidir. )

Daha sonra ( yandaki gibi ) cerrahi bir işlemle bu

dişler çekilmelidir.


 

Gömülü 20.yaş dişlerinin pozisyonları :

En solda : Operasyon basittir. Sonrasında genellikle

sorun yaşanmaz.

Ortada : Öndeki dişe baskı sonucunda öndeki dişi

çürütme ve sıkıştırma ihtimali vardır. Operasyon biraz

daha uğraştırıcıdır. Sonrasında hafif sıkıntı

çekilebilir.

En sağda : Kemik altında gömülüdür. Operasyon

uğraştırıcıdır ve sonrasında şişlik , yutkunma zorluğu

, hafif ağrı olabilir.


 


 


 


 


 


 


 


 


 


 

Kozmetik

Implant Nedir?

Nasil Yapilir?

Kanal Tedavisi Nedir?

Total ve İskelet Protezlerin

Kullanım ve Bakımı

Ağız,Diş Bakımı

ve Yöntemleri

Diş Etleriniz

ve Bakımları

Diş Beyazlatma

Belli yaşın üzerinde bir kişi iseniz, artık diş hekimine ihtiyacınız

olmadığını düşünebilirsiniz. Aslında ağız ve diş bakımı tüm yaşlarda

önemlidir ve rutin kontroller de bunun bir parçasıdır. Eğer siz birkaç

yıldır diş hekimine gitmiyor iseniz, gittiğiniz zaman gelişen tekniği ve

aletleri gördüğünüzde şaşıracaksınız.

1. Kronikleşmiş ağız sağlığı ile ilgili problemlerin ortaya çıkarılması ve

tedavi edilmesi:

Ağız problemlerinin çoğu artık yerleşmiş enfeksiyonlardır. Bu

enfeksiyonlar zaman zaman kişiyi rahatsız eder ve kişi bu ağrı, sızı

bölgelerini tam olarak gösteremez. Hatta bazen ağrının nedeninin herhangi

bir ağız enfeksiyonu olduğu düşünülmez bile. Hekiminizin ağrının nedenini

bulması dahi sizin kendinizi daha iyi hissetmenizi sağlayacakdır.

2. Artık bir bakım programına girmenizin zamanıdır:

Ağız sağlığınızın ve hijyeninizin yeniden mükemmel hale gelmesi için,

hekiminizin önereceği hijyen kurallarına uymalı ve koruyucu rutin

ziyaretlerinize başlamalısınız.

3. Ağızdaki değişikliklere uyum sağlamak:

Ağız ortamı sürekli olarak değişmektedir. Sadece yasa bağımlı olmaksızın

ağızın şekli ve kimyasal ortamı değişmektedir.Yemek alışkanlıkları, yaşam

şekli, kullanılan ilaçlar ve strese bir cevap olarak ağız ortamı değişir.

Yukarıda bahsedilen nedenler, rutin ağız bakımını da aksatabilir. Ve eğer

kişi total veya iskelet protez kullanıyor ise, rutin bir bakıma;

dolayısıyla, ağız ortamının değişmemesine ve proteziyle uyumunun

kaybolmamasına daha çok ihtiyacı vardır.

Peki bu kontollere gelmenin bedeli nedir?

Her zaman koruyucu tedaviler, komplike restorasyon çalışmalarından daha

ucuza mal olmaktadırlar. Eğer miktar gerçekten sizin için çok önemli ise,

bunu mutlaka hekiminize bildirmelisiniz. O, muhakkak size uygun olan ödeme

yöntemini önerecekdir.


 


 


 


 


 

DİŞ PROTEZLERİ


 

Hareketli protez taşıyıcısı iseniz (parsiyel protez veya total

protez), protezlerinizi yemekler sonrasında iyice protez fırçası ve

dişmacunu ile temizlemelisiniz.

Gece protezinizi su dolu bir kapta muhafaza ediniz. Protezinizin

uyumu iyi değilse dişetiniz üzerinde vuruklar oluşabilir; bu

vuruklar ışınlanmış bir bölgede ciddi enfeksiyonlara yolaçabilir.

Böyle bir durumla karşılaşmadan önce dişhekiminize başvurmanızda

oldukça büyük yarar vardır.

Protez öncesi Cerrahi

Protez yapımına geçilmeden önce ağızda önce muayene, daha sonra

gerekli ise, ki çoğunlukla az da olsa bazı hazırılıklar yapılması

kaçınılmazdır, hazırlıklar yapılır. Protez yapımına başlamadan

dolgular, periodontal tedavi, cerrahi girişimler vs. bitmiş

olmalıdır. Protezden en üst düzeyde verim alınabilmesi için ağız içi

mümkün olduğu kadar elverişli hale gelmelidir. Burada kısaca ağız

içinde en sık gereken cerrahi hazırlıklardan bahsetmek istiyorum;

protez öncesi cerrahi girişimler ana hatlarıyla dörde ayrılır:

- Dişlerle ilgili müdahaleler

- Yumuşak dokularla ilgili müdahaleler

- Sert doku, yani kemiklerle ilgili müdahaleler

- İmplantlar

Sürmüş veya gömülü kalmış dişlerin çekimi, en sık uygulanan cerrahi

girişimdir. Eğer bir diş periodontal açıdan kurtarılamayacak kadar

büyük kemik kaybına maruz kalırsa, dişte çürük nedeniyle büyük

harabiyet varsa, travma sebebiyle diş uygunsuz bir yerinden

kırılmışsa, diş çekilir. Çenelerde yer darlığı veya başka bir

sebeple bazen dişler, sıklıkla da 20 yaş dişleri gömülü kalmaktadır.

Bunların da yine cerrahi olarak çıkarılması, ileride bir problem

çıkmasını engelleyecektir.

- Yumuşak dokularda çeşitli doku büyümeleri veya yapı bozuklukları

olabilir. Bunlar protez yapımı öncesi cerrahi olarak giderilmelidir.


 

- Yine kemiklerde de düzensizlikler, normal olmayan büyümeler,

sivrilikler vs. olabilmektedir. Bunların da protez yapımına

başlamadan önce giderilmesinde yarar vardır.

- İmplantlar da protez öncesi cerrahi hazırlıklardan sayılmaktadır.

Ayrıntılı bilgiyi implantlarla ilgili bölümde bulabilirsiniz.

Seçiniz... DAHİLİYE DERİ DİŞ HAST. ERKEK HAST. GÖĞÜS HAST. GÖZ

KBB NÖROLOJİ Ağız ve Dişeti Alerji Anevrizma Ani Sertleşme

Astigmatizma Astım Bademcik Baş Dönmesi Baş Boyun Kanser Baş ve

Tiroid Bezi Boğaz Mide Suyu BPH Burun Estetiği Burun Geri Akıntı

Burun Kanaması Çatlaklar Çınlama Delik Kulak Zarı Diş Beyazlatma

Diş Fırçalama Diş Protezleri Epilepsi Erektil Fonksiyon Glokom Göz

Tembelliği Guatr Hipermetropi Horlama İmplantlar K. Bağırsak

Kanseri Kanal Tedavisi Katarakt Kırma Kusurları Koku ve Tat Alma

Kolesteatom Koruyucu Dişhekimlik Kulak Kiri Kulak Korunması Kulak

ve Yükseklik Mantar Mide Kanseri Miyopi Nasır Otitis Media

Parkinson Peyronie Hastalığı Presbiyopia Prostat Prostat Büyümesi

Prostatit Prostatit Testi Retraktif Cerrahi Saman Nezlesi Ses

Sinüzit Şaşılık Şeker Krizi Testis Kanseri Uçuk ve Aftlar Uyku

Bozukluğu Varikosel Vazomotorrinit Viagra Viral Hepatit Yutma

Problemi Yüzücü Kulağı


 


 


 


 


 


 


 


 


 

Ağız Sağlığı & Bakımı

Ağız Kokusu

Ağız Kuruluğu

Ağız & Çene Cerrahisi

Çocuk Dişleri

Diş Beyazlatma

Diş Çürükleri

Diş Eti Hastalıkları

Diş İltihapları

Estetik Sorunlar

İmplant (Diş Ekme)

Ortodonti (Çarpıklık Tedavisi)

Protezler

Hamilelikte Diş Sağlığı

Koruyucu & Aile Diş Hekimliği


 

Diş çürüğü ; ağız bakımının ihmal edilmesinin bir sonucu

olarak dişin koruyucu tabakası olan " mine " nin harabiyete

uğramasıdır.

Derin çürük ; mine'deki çürüğün ilerleyerek altındaki

tabakaya ( dentin'e ) yayılmasıdır.

İltihap ; derin çürüğün sinire kadar ulaşmasıyla bakterilerin

ve toksinlerinin burada bulunan damar ve sinirin harabiyetine

neden olması sonucunda oluşur. Burada oluşan bakteri üre -

mesi ve ödem ( sıvı toplanması ) iltihabı daha da arttırır.

Bunun sonucunda iltihap dişin dışına , kök ucundan etrafa

doğru yayılır. Bu sırada çok şiddetli ağrılar oluşur ." Gece

ağrısı " iltihabın başlangıcının belirtisidir. Daha sonra

yüzde şişlik olacak kadar iltihap yayılabilir. İltihap bu

yayılma sırasında etrafındaki dokulara hasar verir ve çene

kemiğini eritmeye başlar.

Mine

Dentin

aaaaaa

Çürük

Kanal


 


 

İltihap


 

Çürüğün belirtileri ;

Sıcak veya soğuk bir şey yenildiğinde oluşan bir anlık

hassasiyet

Dişte hissedilen bir boşluk , sivri çıkıntılar , minik

kırılmalar

Dişlerin arasına yemek artıklarının kaçması

Zaman zaman oluşan veya sürekli olan bir ağrı

Dişin üstüne basınca ağrı oluşması

Çürüğün tipleri ;

Çiğneme yüzeyindeki

çürükler.................................>

Arayüz çürükleri ( iki dişin birleşim yerinde )............>


 

Diş eti kenarındaki

çürükler....................................>


 

Çürüğün tedavisi ;

Dişin çürüğü temizlenir ve mümkünse " dolgu " yapılır

Diş iltihaplı ise " kanal tedavisi " yapılır


 


 

Dolgu çeşitleri ; iki türlüdür. Amalgam ( metal ) dolgular ve

kompozit ( ışınla sertleşen ) dolgular.

Amalgam dolgular :


 

Özel metal alaşım tozunun ( Ag+Sn+Cu ) ve civa'nın karışımından

meydana gelir.

Çok sağlam olduğu için tercih edilir.

Zamanla kararabilir ve estetik olmayan bir görüntü ortaya çıkar .

Bunun nedeni içeriğindeki bazı metal alaşımlarının ( gümüş gibi )

korozyona uğramasıdır.

Dolgu yapıldıktan sonra bir miktar büzülebilir. Bu durum soğuk

hassasiyetine ve gelecekte çürüğe neden olabilir.

Değişik çeşitleri vardır , bütün amalgam dolgular aynı değildir.

Metal alaşımın içeriğine , metallerin yüzde oranlarına göre farklı

özellikleri vardır. Bu nedenle değişik amalgam dolguların

sonucunda farklı sonuçlar elde edilebilir.

Bu dolguların dişe tutunmaları mekanik bir şekilde gerçekleşir. Bu

nedenle dişte boşluk açma işleminin iyi bir şekilde ve fazlaca

yapılması gerekir ( diş madde kaybı fazladır ) .

Işınla sertleşen kompozit dolgular :


 

Çeşitli tiplerde kompozitten yapılmıştır.

Çeşitli tipleri vardır. ( klasik , flor salgılayan , porselen

partikülleri içeren )

Estetik , diş rengi olduğu için tercih edilmektedir.

Eski tip kompozitler zamanla aşınabilir veya kırılabilir.

En son çıkan kompozit tipleri ( özellikle içeriğinde porselen

partikülleri olanlarda ) çok dayanıklıdır, aşınma veya kırılma

olmamaktadır.

Kompozitlerde dolgu sonrasında büzülme daha azdır.

Dolgu sonrasında sıcak- soğuk hassasiyetine az rastlanır.

İçeriğinde flor salgılayan maddeler bulunan kompozitler ( cam

iyonomer ) dişte koruyucu ve çürükleri önleyici etki yaparlar.

Bu dolguların dişe tutunmaları mikro mekanik veya kimyasal yolla

gerçekleşir bu nedenle dişte daha az boşluk açılabilir( diş madde

kaybı azdır ) .


 


 


Dişeti KanamasıDişeti Kanaması


 


 

Şikayet


 

Diş etleriniz hemen kanıyor.


 

Nedenleri


 

Dişeti iltihabı : Diş etleriniz kızardı, yumuşadı, parlıyor ve şiş. Hafif

fırçalamayla bile kolayca kanıyor. Dişeti iltihabı diş temizliğiyle önlenebilir.

Ancak bir kere başladı mı, tedavi edilmezse, ciddi dişeti ve çene kemiği

hastalıklarına yol açabilir.


 

Diş hastalıkları : Dişeti iltihabınız tedavi edilmedi.


 

Dişleriniz kolayca kanıyor. Şişmiş diş etlerinizle dişlerinizin arasında

bakteriler ve yemek artıkları birikmiş. Ağzınızda tuhaf bir tat var ve nefesiniz

kokuyor. Diş etleriniz diş diplerinden çekiliyor, bu bölge sıcağı, soğuğa ve

tatlı yiyecek ve içeceklere hassas. Bazen dişeti torbalarında apseler oluşuyor.

Diş kökünüzdeki kemik hasar gördü ve bir ya da birkaç dişinizi kaybettiniz. Bu,

ciddi bir durumdur.


 

Anemi veya lösemi : Diş etleriniz kolayca kanıyor ve aynı zamanda burun

kanaması, yorgunluk ve güçsüzlük, nefes darlığı, çabuk çürüme eğilimi söz

konusuysa, ciddi bir aneminiz olabilir. Bu belirtilere ek olarak kemik ağrısı –

özellikle bacaklarınızda – karında ağrı ve şişme, mide bulantısı, ateş, gece

terlemesi, iştahsızlık ve kilo kaybı görülüyorsa, bir tür lösemi söz konusu

olabilir.


 

Vincent enfeksiyonu : Kızarmış, şişmiş, ağrıyan ve kanayan diş etleriniz gri bir

zarla kaplanmış.


 

Konuşurken ya da nefes alırken acıyor ve nefesiniz kötü kokuyor, ağzınızda kötü

bir tat var. Aşırı tükürük oluşuyor. Bu durum diş temizliğine dikkat etmemekten,

fiziksel ve duygusal stresten, yetersiz beslenmeden ve çok sigara içmekten

kaynaklanan ve bulaşıcı olmayan bir enfeksiyondur. Tedavi edilmesi gerekir ve

tahrişe yol açan nesnelerden (sigara ya da baharatlı yiyecekler) uzak

durulmalıdır.


 

Kendiniz Ne Yapabilirsiniz?


 

Diş etlerinizi fluorürlü bir diş macunuyla günde en az iki kere veya mümkünse

her yemekten sonra fırçalayın. Günde en az bir kere diş ipliği kullanın.


 

Dişlerinizi iyi temizleyin temizlemediğinizi renk veren tabletlerle kontrol

edin.


 

Yediklerinize dikkat edin! Aşırı rafine şeker içeren, özellikle de dişlerinize

yapışan yiyeceklerden kaçının. Yeşil sebze ve elma gibi kaba maddeli yiyecekleri

seçin. Asiti almak için yemeğin sonunda ağzınıza peynir atın.


 

A ve C vitaminini eksik etmeyin. Bunlar kavun, brokoli, ıspanak, ciğer,

güçlendirilmiş süt ürünleri, portakal, greyfurt, domates, patates ve yeşil

biberde vardır.


 

Yılda iki kere dişlerinizi diş hekimine temizletin.


 

Önleme


 

Dişlerinizi günde iki kez fırçalayın, günde bir kere diş ipliği kullanın, rafine

şeker içeren yiyeceklerden kaçının, bol bol A ve C vitamini alın ve yılda iki

kere dişçiye gidin.


 

Öteki Nedenler


 

Kan pıhtılaşması bozukluğu


 


 


 


 


 


 


 


 


 


 

Periodontal hastalıklar dişeti ve dişleri destekleyen diğer dokuları etkileyen

iltihabi hastalıklardır. Erişkinlerde diş kayıplarının %70'inden periodontal

hastalıklar sorumludur. Bu hastalıklar erken dönemde teşhis edildiklerinde kolay

ve başarılı bir şekilde tedavi edilebilirler. Dişeti hastalıklarının önlenmesi

veya tedavisi; doğal dişlerin korunması, daha rahat çiğnemenin ve daha iyi bir

sindirimin sağlanması gibi diğer faydaları da beraberinde getirir. Periodontal

hastalıklar dişeti iltihabı (gingivitis) ile başlar. Yani gingivitis periodontal

hastalığın erken dönemidir. Bu dönemde dişetleri kanamalı, kırmızı ve hacim

olarak büyümüştür. Erken dönemde çok fazla rahatsızlık vermeyebilir. Tedavi

edilmezse hastalık periodontitise ilerleyerek dişeti ve dişleri destekleyen

alveol kemiğinde geriye dönüşsüz hasar oluşturabilir.

Periodontitis periodontal hastalıkların daha ilerlemiş bir safhasıdır. Dişleri

destekleyen diğer dokularla birlikte alveol kemiğinde de hasar oluşur.

Diş-dişeti arasında "periodontal cep" oluşur. Periodontal cep varlığı

infeksiyonun yerleşimini ve hastalığın ilerlemesini kolaylaştırır. Hastalık

ilerledikçe dişler sallanmaya başlar, hatta çekime gidebilir.

Dişeti hastalığının belirtileri nelerdir?

Dişeti hastalığının pek çok bulgusu vardır; Diş fırçalama sırasında kanayan

dişetleri Kırmızı, şiş ve hassas dişetleri Dişlerden kolaylıkla ayrılabilen,

uzaklaşan dişetleri Dişler ve dişetleri arasında iltihabi akıntı Sallanan veya

giderek birbirinden uzaklaşan dişler (dişler arasında aralıkların oluşması veya

mevcut aralıkların artması) Isırma sırasında alt ve üst dişler arasındaki

ilişkilerin değişmesi Bölümlü protez uyumundaki değişiklik, bozulma. Sürekli

kötü ağız kokusu.

Bununla beraber, periodontal hastalık hiç bir bulgu vermeden de ileri safhalara

ulaşabilir. Bu nedenle düzenli aralıklarla dişhekimine gitmek son derece

önemlidir.

Dişeti hastalığının nedeni nedir?

Dişeti hastalığının en önemli nedeni "bakteriyel diş plağı" adı verilen, dişler

üzerinde biriken yapışkan ve renksiz film tabakasıdır. Günlük fırçalama ve diş

ipliği kullanımı ile diş plağının uzaklaştırılması sağlıklı bir ağız için temel

gereksinimdir. Eğer plak etkin bir şekilde dişlerden uzaklaştırılmazsa diştaşı

veya tartar olarak bilinen düzensiz yüzeyli ve geçirgen bir yapıya dönüşür.

Plaktaki bakteriler tarafından salınan zararlı ürünler dişetinde irritasyona

neden olur. Bu ürünler nedeni ile dişetini dişe sıkıca bağlayan lifler yıkıma

uğrar, dişeti dişten uzaklaşır ve periodontal cep oluşur. Böylece bakteri ve

ürünlerinin daha derin dokulara ilerlemesi kolaylaşır. Hastalık ilerledikçe cep

derinleşir, bakteriler daha derine; kemiğe kadar ilerler ve dişi destekleyen

alveol kemiğinde de yıkım başlar. Hastalık tedavi edilmeden bırakılırsa sonunda

dişler sallanır ve çekimleri bile gerekebilir.

Dişeti hastalığı nasıl önlenir?

Periodontal hastalığın önlenmesinde en önemli görev kişinin kendisine

düşmektedir. Dişleri sağlıklı bir durumda sürdürmek için, günlük ağız bakımı

işlemleri ile (diş fırçalama ve diş ipliği kullanma) bakteriyel diş plağının

uzaklaştırılması gerekmektedir. Dişhekimine düzenli aralıklarla gidilmesi de

aynı derecede önemlidir. Günlük ağız bakımı işlemleri diştaşı oluşumunu en az

düzeye indirebilir, ancak tamamen önleyemeyebilir. Diş fırçası, diş ipliği veya

diğer temizlik araçları ile ulaşılamayan bölgelerin bir diş hekimi tarafından

değerlendirilmesi mevcut diş plağı ve/veya diştaşının uzaklaştırılması açısından

gereklidir.

Dişeti hastalıklarının tedavisi nedir?

Dişeti hastalığının erken döneminde tedavi, dişler üzerindeki eklentilerin (plak

ve diştaşı) uzaklaştırılması ve düzgün bir kök yüzeyinin sağlanmasını kapsar. Bu

işlem dişetinde iltihaba neden olan bakteri ve irritanların uzaklaştırılmasını

sağlar. Genellikle bu tedavi, dişetinin tekrar dişe adaptasyonu veya dişetinin

büzülerek cebin elimine olması için yeterlidir. Dişeti hastalığının erken

döneminde vakaların çoğunluğunda, diştaşı temizliği, plağın uzaklaştırılması ve

düzgün bir kök yüzeyinin sağlanmasını takiben günlük etkin ağız bakımı başarılı

bir tedavi için yeterlidir. Daha ilerlemiş vakalar cerrahi tedaviyi

gerektirebilir. Bu tedavinin amacı dişleri çevreleyen derin periodontal

ceplerdeki diştaşlarını temizlemek, cebin büzülerek eliminasyonunu ve düzgün bir

kök yüzeyini sağlamak ve daha kolay temizlenebilir bir dişeti formu

oluşturmaktır.

Periodontal tedavi sonrası hastaların düzenli olarak dişhekimi tarafından

muayene edilmesi, plak kontrolü ve yeni diştaşı birikimlerinin ortamdan

uzaklaştırılması gereklidir. Fakat unutmamak gerekir ki; periodontal tedavi ile

elde edilenlerin sürdürülmesi için hiçbir işlem kişinin günlük ağız bakımı

işlemlerini etkin bir şekilde uygulamasından daha yararlı olamaz.

Başlangıç Periodontal Tedavi Sonrası Öneriler:

Bilindiği gibi, komplike olmayan, basit gingivitis interdental ve marjinal

dişetini etkileyen en yaygın dişeti hastalığıdır. Dişeti kanamasının başta gelen

nedenlerinden biridir. Tedavisindeki başarısızlık yıkımın daha derin periodontal

dokulara ilerlemesine ve erken diş kayıplarına neden olabilir. Diş plağını ve

plak birikimini artıran ve/veya uzaklaştırılmasını engelleyen faktörlerin

eliminasyonu başlangıç tedavi girişiminin ana hedefi olmalıdır. Basit gingivitis

tedavisinde; dikkatli bir muayene yapılarak diş plağı, diştaşı, besin birikimi

(food impaction), taşkın veya bozuk konturlu restorasyonlar, irritasyon

oluşturan hareketli protezler ve cep derinlikleri değerlendirilmelidir.

Basit gingivitis tedavisi tek seansta bitirilmemeli ve sırasıyla şu aşamaları

içermelidir.

1. Komplike olmayan gingivitis tedavisi plak kontrolünün öneminin hastaya

anlatılması ve öğretilmesi ile başlamalıdır.

2. Dişler plak, diştaşı, boya gibi tüm eklentilerden arındırılmalı ve iyi bir

polisaj işlemi yapılmalıdır. Polisaj, gingivitisin tekrarını önleyici önemli bir

faktördür. Gingivitisin başlamasında ve diştaşı oluşumunun başlangıç aşamasında

en önemli faktör olan bakteriyel plak polisaj yapılmamış pürüzlü yüzeylerde cok

daha çabuk birikir.

3. Hasta kontrole geldiğinde dişeti gözlenir ve plak elininasyonunun etkinliği

değerlendirilir. İltihabın hala mevcut olduğu alanlarda diştaşı ve plak

eliminasyonu tam olarak başarılamamış olabilir. Tekrar temizlik işlemi yapılır,

hasta plak eliminasyonu konusunda yeniden motive edilir. Tedavinin başarısı veya

aşağıda sıralanan başarısızlık nedenlerinin değerlendirilmesi için hasta mutlaka

kontrole çağırılmalıdır.

Gingivitis tedavisinde başarısızlık nedenleri:

· Özellikle mine-sement birleşiminin apikalinde kalan alanlardaki minik diştaşı

partikülleri tam olarak elimine edilmemişse,

· Birikimler temizlendikten sonra iyi bir polisaj yapılmamışsa,

· Dişler üzerindeki eklentiler temizlenmiş ancak, irritasyonun primer nedeni

elimine edilmemişse,

· Hasta etkin bir plak kontrolü yapamamışsa.

Tüm bu tedavi sırasında hastaya verilmesi gereken bilgiler ve öneriler:

1. Periodontal hastalıklar dişeti iltihabı ile başlar ve dişeti iltihabının en

önemli etkeni diş plağıdır. Diş plağının kalsifiye olması ile diştaşı oluşur.

Diştaşı pürüzlü bir yüzeye sahiptir ve üzeri daima kalsifiye olmamış plak ile

örtülüdür. Böylece diştaşı, plak için uygun bir yuva oluşturarak iltihabın

sürmesine ve şiddetlenmesine neden olur. Bu nedenle oluşmuş diştaşları mutlaka

hekim tarafından temizlenmelidir. Temizlenmiş bir ağızda diştaşının yeniden

oluşumu etkin bir ağız bakımı ile engellenebilir.

2. Hasta tedavi sonrası olası kanama konusunda uyarılmalıdır ve kontrole

geldiğinde bu kanama alanları ve tipi değerlendirilmelidir. Kanama marjinal

dişetinden geliyorsa, yeni oluşan plak bu kanamanın nedenidir ve plağın

eliminasyonu problemi çözer. Kanama eğer cep tabanından geliyorsa kök yüzeyi tam

olarak temizlenememiş ve kalan eklentiler, plak nedeni ile biyolojik olarak

uygun nitelik kazandırılamamıştır. Kanamanın tam olarak eliminasyonu için bu

eklentiler tamamen temizlenmelidir.

3. Diştaşı temizliği dişlere zarar verebilecek veya tehlikeli bir işlem

değildir.

4. Diştaşı temizliği yapıldıktan sonra dişlerde hassasiyet olabilir, bu durum

normaldir. Diştaşı temizliği sonrası önceden diştaşı ile örtülü yüzey açığa

çıkar ve açığa çıkan bu yüzeyde soğuk ve sıcağa karşı duyarlılık olur. Bu

duyarlılığın üç-dört günde geçmesi beklenir. Önemli olan, hastanın dişlerindeki

duyarlılık nedeni ile etkin fırçalama ve ağız bakım işlemlerini ihmal

etmemesidir.

5. Bazı hekimler diştaşı temizliği sonrası yeni oluşacak plağın

mineralizasyonunu önlemek amacı ile anti-tartar diş macunu önerebilir. Bu tür

diş macunlarının özellikle bu dönemde kullanılması hassasiyet olasılığını ve

şiddetini artırabilir.

Periodontal Cerrahi Sonrası Postoperatif Öneriler:

Yapılan periodontal cerrahi işlem sonrası hasta yapması ve yapmaması gereken

işlemler konusunda uyarılmalıdır. Hastaya yapılacak öneriler;

1. Cerrahi işlem sonrası 2 saat hiçbir şey yiyip içmeyiniz.

2. Ameliyat sonrası ilk 24 saat içerisinde sıcak yiyecek ve içeceklerden uzak

durmanız gerekmektedir. Çiğneme operasyona dahil edilmeyen bölge ile

yapılmalıdır. Yumuşak ve ılık yiyecekler uygundur. Asitli meyva suları, alkollü

içecekler ve baharatlı yiyeceklerden uzak durulması gerekmektedir. Aksi taktirde

ağrıya neden olurlar.

3. Ameliyatı takip eden günlerde sigara içilmemelidir. Dişetini irrite ederek

iyileşmeyi tehlikeye atacağından ve ağız içi sıcaklığını arttıracağından cerrahi

işlem sonrası sigara içilmemesi gerekir.

4. Ameliyatı takiben 2 hafta süresince, eğer varsa, protezlerin mümkün olduğunca

az kullanılması gerekmektedir.

5. Ameliyat yapılan bölgede pat yoksa veya düştüğünde süturlara bakmak için

dudak ve yanağın kaldırılmaması gerekmektedir.

6. Ameliyat bölgesine konulan pat sizi rahat ettirmek ve yara bölgesini

irritasyondan korumak içindir. Ağrıyı önler, yara iyileşmesini kolaylaştırır ve

alışık olduğunuz aktiviteleri rahatlıkla sürdürebilmenizi sağlar. Pat ilk

yerleştirildiği birkaç saat içinde rahatsızlık hissi verebilir. Dil veya

parmakla patı oynatmayınız. Yerleştirilen pat küçük parçalar halinde kırılırsa

panik yapmayınız. Büyük parçalar koparsa veya sizi çok rahatsız ederse

doktorunuzu arayınız.

7. Hafif şişlikler olabilir. Operasyon bölgesinin üzerine ilk gün buz torbası

hazırlayarak dışarıdan uygulayabilirsiniz. Sık olarak bir çay kaşığı tuz

koyduğunuz bir bardak ılık su ile ağzınızı yavaşca çalkalayınız.

8. Operasyon sonrası ilk 4-5 saat içerisinde cerrahi bölgesinden bir miktar

sızıntı olabilir. Bu da tükürüğünüze kırmızı renk verecektir. Bu durumda panik

yapmayınız ve sızıntı devam ederse temiz bir gazlı bezi rulo haline getirip 20

dakika kadar kanama bölgesine bası yapacak şekilde uygulayabilirsiniz. Daha uzun

süreli kanamalar doktorunuz tarafından kontrol altına alınmalıdır.

9. Operasyon sonrası ilk 24 saat içerisinde ürperti ve halsizlik hissi

oluşabilir. Bu durum normaldir ve endişeye gerek yoktur. Günlük aktivitelerinize

devam edebilirsiniz, ancak aşırı çaba gerektiren sporlar yapılmamalıdır.

10. Ameliyat sonrası iyileşme için doktorunuzun yazdığı reçeteyi uygulayınız.

Eğer doktorunuz önermişse antibiyotikleri tarif edilen şekilde kullanınız.

Ameliyat sonrası ağrınız olursa ağrı kesici alabilirsiniz. Bu durumda aspirin

veya benzeri salisilik asit türevi ilaçlar alınmamalıdır.

11. Ameliyat edilmeyen bölgelere normal fırçalama işlemlerini

uygulayabilirsiniz. Ameliyat bölgesindeki dişlerin ise çiğneme yüzeylerini

fırçalayınız. Pat uygulanmamışsa o bölgedeki dişleri de fırçalayabilirsiniz.

Ancak, dişipi kullanırken dişeti altına inmeyiniz. Doktorunuz önermişse

fırçalama işlemleri sonrası önerilen ağız gargarasını kullanabilirsiniz.

12. Yemek sonrası ağzınızı çalkalayın. Patın üzerini nemli pamukla veya kulak

temizleme çubuğu ile silebilirsiniz.

13. Doktorunuzun önerdiği süre (1 hafta veya 10 gün) sonunda dikişlerinizi

aldırmak ve kontrol için doktorunuzu arayınız.

Periodontal hastalıklar dişeti ve dişleri destekleyen diğer

dokuları etkileyen iltihabi hastalıklardır. Erişkinlerde diş

kayıplarının %70'inden periodontal hastalıklar sorumludur. Bu

hastalıklar erken dönemde teşhis edildiklerinde kolay ve başarılı

bir şekilde tedavi edilebilirler. Dişeti hastalıklarının önlenmesi

veya tedavisi; doğal dişlerin korunması, daha rahat çiğnemenin ve

daha iyi bir sindirimin sağlanması gibi diğer faydaları da

beraberinde getirir. Periodontal hastalıklar dişeti iltihabı

(gingivitis) ile başlar. Yani gingivitis periodontal hastalığın

erken dönemidir. Bu dönemde dişetleri kanamalı, kırmızı ve hacim

olarak büyümüştür. Erken dönemde çok fazla rahatsızlık

vermeyebilir. Tedavi edilmezse hastalık periodontitise ilerleyerek

dişeti ve dişleri destekleyen alveol kemiğinde geriye dönüşsüz

hasar oluşturabilir.

Periodontitis periodontal hastalıkların daha ilerlemiş bir

safhasıdır. Dişleri destekleyen diğer dokularla birlikte alveol

kemiğinde de hasar oluşur. Diş-dişeti arasında "periodontal cep"

oluşur. Periodontal cep varlığı infeksiyonun yerleşimini ve

hastalığın ilerlemesini kolaylaştırır. Hastalık ilerledikçe dişler

sallanmaya başlar, hatta çekime gidebilir.

Dişeti hastalığının belirtileri nelerdir?

Dişeti hastalığının pek çok bulgusu vardır;

Diş fırçalama sırasında kanayan dişetleri

Kırmızı, şiş ve hassas dişetleri

Dişlerden kolaylıkla ayrılabilen, uzaklaşan dişetleri

Dişler ve dişetleri arasında iltihabi akıntı

Sallanan veya giderek birbirinden uzaklaşan dişler (dişler

arasında aralıkların oluşması veya mevcut aralıkların artması)

Isırma sırasında alt ve üst dişler arasındaki ilişkilerin

değişmesi

Bölümlü protez uyumundaki değişiklik, bozulma.

Sürekli kötü ağız kokusu.

Bununla beraber, periodontal hastalık hiç bir bulgu vermeden de

ileri safhalara ulaşabilir. Bu nedenle düzenli aralıklarla

dişhekimine gitmek son derece önemlidir.

Dişeti hastalığının nedeni nedir?

Dişeti hastalığının en önemli nedeni "bakteriyel diş plağı" adı

verilen, dişler üzerinde biriken yapışkan ve renksiz film

tabakasıdır. Günlük fırçalama ve diş ipliği kullanımı ile diş

plağının uzaklaştırılması sağlıklı bir ağız için temel

gereksinimdir. Eğer plak etkin bir şekilde dişlerden

uzaklaştırılmazsa diştaşı veya tartar olarak bilinen düzensiz

yüzeyli ve geçirgen bir yapıya dönüşür. Plaktaki bakteriler

tarafından salınan zararlı ürünler dişetinde irritasyona neden

olur. Bu ürünler nedeni ile dişetini dişe sıkıca bağlayan lifler

yıkıma uğrar, dişeti dişten uzaklaşır ve periodontal cep oluşur.

Böylece bakteri ve ürünlerinin daha derin dokulara ilerlemesi

kolaylaşır. Hastalık ilerledikçe cep derinleşir, bakteriler daha

derine; kemiğe kadar ilerler ve dişi destekleyen alveol kemiğinde

de yıkım başlar. Hastalık tedavi edilmeden bırakılırsa sonunda

dişler sallanır ve çekimleri bile gerekebilir.


 


 

Dişeti hastalığı nasıl önlenir?

Periodontal hastalığın önlenmesinde en önemli görev kişinin

kendisine düşmektedir. Dişleri sağlıklı bir durumda sürdürmek

için, günlük ağız bakımı işlemleri ile (diş fırçalama ve diş

ipliği kullanma) bakteriyel diş plağının uzaklaştırılması

gerekmektedir. Dişhekimine düzenli aralıklarla gidilmesi de aynı

derecede önemlidir. Günlük ağız bakımı işlemleri diştaşı oluşumunu

en az düzeye indirebilir, ancak tamamen önleyemeyebilir. Diş

fırçası, diş ipliği veya diğer temizlik araçları ile ulaşılamayan

bölgelerin bir diş hekimi tarafından değerlendirilmesi mevcut diş

plağı ve/veya diştaşının uzaklaştırılması açısından gereklidir.

Dişeti hastalıklarının tedavisi nedir?

Dişeti hastalığının erken döneminde tedavi, dişler üzerindeki

eklentilerin (plak ve diştaşı) uzaklaştırılması ve düzgün bir kök

yüzeyinin sağlanmasını kapsar. Bu işlem dişetinde iltihaba neden

olan bakteri ve irritanların uzaklaştırılmasını sağlar. Genellikle

bu tedavi, dişetinin tekrar dişe adaptasyonu veya dişetinin

büzülerek cebin elimine olması için yeterlidir. Dişeti

hastalığının erken döneminde vakaların çoğunluğunda, diştaşı

temizliği, plağın uzaklaştırılması ve düzgün bir kök yüzeyinin

sağlanmasını takiben günlük etkin ağız bakımı başarılı bir tedavi

için yeterlidir. Daha ilerlemiş vakalar cerrahi tedaviyi

gerektirebilir. Bu tedavinin amacı dişleri çevreleyen derin

periodontal ceplerdeki diştaşlarını temizlemek, cebin büzülerek

eliminasyonunu ve düzgün bir kök yüzeyini sağlamak ve daha kolay

temizlenebilir bir dişeti formu oluşturmaktır.

Periodontal tedavi sonrası hastaların düzenli olarak dişhekimi

tarafından muayene edilmesi, plak kontrolü ve yeni diştaşı

birikimlerinin ortamdan uzaklaştırılması gereklidir. Fakat

unutmamak gerekir ki; periodontal tedavi ile elde edilenlerin

sürdürülmesi için hiçbir işlem kişinin günlük ağız bakımı

işlemlerini etkin bir şekilde uygulamasından daha yararlı olamaz.


 


 


 


 

Sağlıklı diş eti ; portakal kabuğu gibi hafif pürüzlü ,

diş ile olan sınırı düzgün bir hat halinde ve pembe

renkli bir görünümdedir. Sağlıklı diş eti fırçalarken

veya yemek yerken kanamaz.

İltihaplı diş eti ; ödemden dolayı parlak yüzeyli ve şiş

, diş ile olan sınırı düzensiz olan ve kırmızı renkli

bir görünümdedir. Üstüne basınca veya sürekli olarak bir

ağrı olabilir. Fırçalama sırasında veya yemek yerken

kanama olur ve iltihap boşalır. Diş etindeki iltihap

ağız kokusunun da nedenlerinden birisidir.

Diş eti iltihabının nedenleri ;

Ağız bakımının yetersiz olması ( yetersiz sayıda ,

yetersiz sürede veya yanlış hareketlerle diş

fırçalamak ) ( en sık görülen nedendir )

Vitamin eksikliği

Bedensel rahatsızlıklar ( nadiren görülür )

Diş eti çekilmesinin nedenleri ;

Diş eti iltihabı ( ileri derecede )

Diş taşları

Hatalı diş fırçalama ( aşırı kuvvetle bastırarak )

Hatalı yapılmış kron veya dolgular

Sağlıklı diş eti


 

Tedavi öncesi & sonrasında diş eti


 

Diş eti iltihabının genel belirtileri ;

Diş etinde kanama ( kendiliğinden veya fırçalarken ) ,

iltihap sızıntısı

Diş etinde kırmızılık

Diş etinde şişlik

Diş ve diş etinde hafif ağrı veya rahatsızlık

Diş eti çekilmesi

Dişlerde sallanma

Ağız kokusu


 

Diş eti iltihabının dereceleri ;

1. Gingivitis : diş etinde kızarıklık , fırçalarken

kanama vardır ...


 


 

2. Periodontitis ( erken dönem ) : diş etinde

kızarıklık , şişlik , fırçalarken kanama , hafif ağrı

ve ağız kokusu vardır. Bu durumdaki hastalarda diş

taşı da vardır.


 

3. Periodontitis ( gelişmiş dönem ) : diş etinde

kızarıklık , şişlik , fırçalarken çok miktarda kanama

, ağrı , rahatsız edici düzeyde ağız kokusu vardır.

Ayrıca diş etlerinde çekilme ve kemik kaybı vardır.

Dişler hafif düzeyde sallanabilir.Bu durumdaki

hastalarda çok miktarda diş taşı vardır.

4. Periodontitis ( ileri dönem ) : diş etinde fazla

miktarda kızarıklık , kendiliğinden bile kanama ,

rahatsız edici düzeyde ağrılar , apseler ve ağız

kokusu vardır. Çok fazla miktarda diş taşı bulunur .

Aşırı bir şekilde diş etlerinde çekilme ve ciddi

düzeyde kemik kaybı vardır. Bu durumdaki hastaların

dişleri hissedilir düzeyde sallanır , hatta bu nedenle

çekilmeleri gerekebilir.

Gingivitis ( 1.safha )Periodontitis ( 2. safha

)Periodontitis ( 3. safha )Periodontitis ( 4. safha )


 

Diş eti iltihabının tedavisi ;

Diş eti iltihabının akıtılarak diş etlerinin

rahatlatılması

Yüzeyel diş taşlarının temizlenmesi ( Detertraj )

Derindeki diş taşlarının temizlenmesi ( Subgingival

küretaj )

Doğru bir şekilde diş fırçalamanın öğretilmesi

İleri durumlarda , vitamin desteği ve antibiyotik

kullanımı

Diş etinin bazı iltihaplı kısımlarının cerrahi

işlemlerle alınması ( papillektomi , gingivektomi )

Diş eti çekilmesi olan yerlerde eğer yapılabiliyorsa

cerrahi operasyonla bazı düzeltmeler yapılması ( flap

operasyonu )

Kemik kaybı olan yerlerde eğer gerekiyorsa cerrahi

yöntemler ve " biometeryal " uygulanması veya "

membran uygulanması " yoluyla kaybolan kemik dokusunun

kısmen de olsa yerine getirilmesi


 

Biometeryal Uygulanması Membran uygulanması


 


 


 


 


 


 


 


 


 

http://www.goruntulememerkezi.com/


 


 


 


 

RADİSTANBUL ÜMRANİYE ÇEKMEKÖY PENDİK GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ

0-2165218836

0-216-6423432

Radistanbul Görüntüleme Merkezi Ümraniye son durakta 4 yıldır hizmet vermektedir. Bünyemizde ultrason, doppler, mamografi, kemik yoğunluğu ölçümü, panoramik ve sefalometrik diş röntgeni cihazları bulunmaktadır.

Kurumumuzda yapılan tetkikler;

Radyoloji veya radyodiagnostik veya halk arasında eskiden kullanılan

şekliyle röntgen doktorluğu, hastalıkların tanısı için yıllardır hizmet

veren bir tıp alanıdır. Yirmi yıl öncesine kadar sadece röntgen

cihazlarıyla verilebilen bu hizmet, artık çok çeşitli ve gelişmiş aletler

kullanılarak gerçekleştirilmektedir. Radyolojinin tıbbın en hızlı

ilerleyen dalı olduğu söylenebilir. Hızlı gelişmeyle birlikte bir çok yeni

kavramda karşımıza çıkmaya başlamış ve insanların kafalarında soru

işaretleri oluşmasına neden olmuştur.

Bu sayfanın amacı, radyoloji konusuyla direk ilişkisi olmayan insanları

bilgilendirmek, kafalarında oluşan sorulara kolayca ulaşabilecekleri bir

bölüm oluşturmaktır.

Mammografi

Ultrasonografi

Doppler Ultrasonografi

Hangi radyolojik incelemeyi yaptırırsanız yaptırın, yanınızda eski

incelemelerinizi götürmeyi unutmayın. Radyoloğunuzu ne kadar

bilgilendirirseniz, alacağınız verim o kadar çok olacaktır.

Ayrıntılı bilgiler elde etmek istiyorsanız


 


 

MAMMOGRAFİ

Mammografi meme dokusunun röntgen ışınlarıyla görüntülenmesidir. Genel

amaçlı radyoloji tüplerinde değişiklikler yapılmayı, bunun sonucunda

hastanın daha az radyasyon alması sağlanmıştır. Kullanılan cihaza bağlı

olarak otururken veya yatarken memenin değişik yönlerden görüntüleri

alınır. Çekim esnasında memenin komprese edilmesine bağlı rahatsızlık

hissi oluşabilir.

Mamografi belli yaştan sonra tarama testi olarak, memede bir kitle ele

geldiğinde, meme başında akıntı görüldüğünde, meme başının çekintiye

uğramasında, meme derisindeki değişikliklerde, meme biopsisinde

lokalizasyon amacıyla kullanılabilir.

Kadınların 70 yaşına kadar %13'nde meme kanseri çıkma riski bulunmaktadır.

Meme kanseri erken teşhis edilirse büyük oranda (%80-90 arası) tedavi

edilebilir. Bu nedenle mamografinin meme kanserinin erken teşhisinde bir

tarama testi olarak önemi büyüktür. Amerikan Kanser Derneği 40-49 yaşları

arasında 2 yılda bir, 50 yaşın üzerinde her yıl mamografi çekilmesini

önermektedir.


 


 


 


 

ULTRASONOGRAFİ (USG) (US-Ultrasonografi)

Ultrason, insan kulağının işitemiyeceği kadar yüksek frekanslı ses

dalgalarını kullanarak iç organları görüntüleyen bir tanı yöntemidir.

Ultrasonda radyasyon kullanılmaz. Bu nedenle gebelerde ve bebeklerde

rahatlıkla kullanılabilir. Cihazdan gönderilen ses dalgaları, hasta

vücudundan yansıdıktan sonra gene aynı cihaz tarafından algılanır. Yansıma

farklılıkları organdan organa değişir. Bu nedenle farklı yansımaların

olduğu yapılar, farklı görüntüler verirler. Normal yapılar içindeki bir ur

ya da kist, ses demetlerini farklı yansıttığı için farklı yapıda gözlenir

ve tanı konulur. Görüntü oluşturulması sırasında "prob" hasta vücudunda

gezdirilirkrn, altında kalan bölümün kesit görüntüleri, hareketli organlar

gibi ekranda kayar. Bu esnada radyolog tanı koyar. Elde edilen

görüntülerin tanıda çok fazla bir katkısı yoktur. US işlemi, ihtisasları

süresince yaklaşık 1 yıl eğitimini alan radyologlarca yapılır.

Ultrason hangi amaçlarla (endikasyonlar) yapılır ?

Ultrason çoğunlukla karaciğer, safra kesesi, pankreas, dalak, böbrekler,

mesane, yumurtalıklar ve rahim gibi karın içi organların görüntülenmesi

için kullanılır. Ultrason çekilmesi için başvuran hastaların en sık

şikayeti karın ağrısıdır. Karaciğer ve dalak gibi karın içi organların

büyümesi, safra kesesi ve böbrek taşları, apandisit, yumurtalık kistleri

ve karın içindeki tümörler ultrason ile teşhis edilebilen hastalıklardan

bazılarıdır.

Ultrason çekilmesi için hazırlık gerekir mi ?

Karın içindeki organların ultrasonu için hastanın aç karna olması gerekir.

Ayrıca mesane, yumurtalıklar ve rahimin incelenmesi içn hasta idrarına

sıkışık olmalıdır. Bunun dışında başka bir hazırlık gerekmez.

Ultrason nasıl çekilir ?

Hasta sırtüstü yatar. Cilt üzerine jel sürülür. "Prob" adı verilen cihaz

ile karın içindeki organlar cilt üzerinden incelenir.

Yan etkileri nelerdir?

Bugüne kadar gebelikte ve diğer incelemelerde gösterilebilen bir yan

etkisi yoktur.


 


 


 

ÜÇ BOYUTLU (3D) ULTRASON


1)GENEL BİLGİLER
:

Ultrasonografi teknikleri ve görüntülerin kalitesinde elde edilen büyük gelişme,  1990 ların ikinci yarısından itibaren, gelişen  elektronik-bilgisayar teknolojisinin  ultrasonografi ile birlikte kullanılmasıyla yepyeni bir boyut kazanmıştır. Dijital ultrasonografinin ardından  üç boyutlu ultrason görüntülerinin elde edilmesiyle, tüm dünyada özellikle,  gebelik takibinde üç boyutlu ultrasonografi kullanımı hızla yaygınlaşmıştır. Bunda üç boyutlu görüntülerin hekimlerin farklı problemleri teşhis edebilmesinde (tanısal-diagnostik katkı)  sağladıkları katkının yanında  özellikle bebeklerini görme heyecanı içinde olan anne baba adaylarının  istekleri de (psikososyal katkı) büyük rol oynamıştır.


İlk üç boyutlu ultrason görüntüleri 1980 lerin başında elde edilmesine karşın, bu konudaki en önemli gelişme, 1986 yılında  Japonya'da 2 boyutlu  ultrasonografi görüntülerini bir mini işlemciyle 3 boyutlu hale getiren  Kazunori Baba'nın çalışmaları sayesinde ortaya çıkmıştır. Bu görüntülerin elde edilmesi için 2 boyutlu görüntülerin işlenmesi yaklaşık 10 dakikalık bir süre gerektirmekteydi. Bugün ise eş zamanlı olarak 3 boyutlu görüntüleri elde edebileceğimiz bir teknolojiye sahibiz. Çoğu kez kafa karıştıran bir terim olan ''dört boyutlu ultrasonografi''  ile eş zamanlı üç boyutlu ultrasonografi kastedilmetedir. Dördüncü boyut çoğu kez de kabul edildiği dibi zamandır. Bunu normal kameranın yaptığı çekimle karşılaştırabiliz. Anne karnındaki bebek haraket ettiğnde, bunu sanki bir kamerayla çekiyormuş gibi eş zamanlı olarak kaydetmekteyiz.

Üç Boyutlu (3D) Ultrasonun Avantajlı Yönleri

3D Ultrason cihazları ile çok erken döneminde cinsiyet tayini, yarık damak, yarık dudak gibi yüz anomalileri, eksik parmak veya eğri ayak-el gibi ekstremite anomalileri, bel açıklığı (spina bifida ) veya beynin fıtıklı kesesi (ensefalosel) gibi beyin ve omurilikten kaynaklanan rahatsızlıkların erken tanısı konulabilmektedir.
Diğer taraftan geleneksel iki boyutlu ultrasonografide bebeğin el ve ayak parmaklarını tam anlamı ile değerlendirebilmek her zaman mümkün olmayabilir.
Ense kalınlığı ölçümüyle görülen "mongolizm" (Down sendromu-trizomi 21) 3D ultrason sayesinde 3. ayda taranabilmektedir.
Bu nedenlerle üç boyutlu ultrasonlar geleneksel- standart 2d ultrasonlara göre tercih edilmektedir. 

Yine, üç boyutlu ultrasonlar ile çiftlerin ayrı bir mutluluk ve farklı bir heyecanla bekledikleri ikiz, üçüz bebeklerin  gelişimi de daha net bir şekilde izlenebilmektedir.

3D ultrasonlar geleneksel iki boyutlu inceleme özelliğinin yanı sıra, hem renkli Doppler, hem de 3. boyut özelliğini birlikte içermesi ile bebek heyecanına kapılan ailelere üçüncü aydan (14. haftadan itibaren) itibaren cinsiyeti öğrenme ve renkli fotoğraflarını alma fırsatı tanımaktadır.

Siyah beyaz ve 2 boyutlu ultrasona göre anne karnındaki bebeğin hem bir buçuk ay daha önce görüntülenmesine, hem de net fotoğraf kalitesindeki renkli görüntüsünü elde etmeye olanak sağlayan 3 boyutlu (eş zamanlı) renkli ultrason, anne babaların hamileliğin 3. ayından itibaren bebeklerinin fotoğrafına kavuşmalarını sağlamaktadır. 

Tüm bu özellikleri  ile 3 boyutlu ultrason ailelere  bebeklerinin sağlık durumundan sonra, en fazla kime ve neye benzediğini merak ettikleri için, çekimler sırasında eli, ayağı, burnu, yüzü gibi detayları yorumlama ve bebeği birilerine benzetmeye çalışma gibi hoş anlar yaşatmakta ve hamilelik sürecindeki heyecanın güzel anılara dönüşmesini sağlamaktadır. Ayrıca bu görüntüler tek resimler halinde fotograf kağıdına veya uzun görüntüler halinde DVD VE CD ' ye kaydedilmekte, ilerde tekrar bakmak için hoş bir anı olarak saklanabilmektedir.


 

DOPPLER ULTRASONOGRAFİ

Doppler Ultrasonografi yöntemi ile bir organın veya damarının kan akımını

inceleyebiliriz. Kan akımının miktarı, akımı engelleyen yapı varlığı,

akımın normal yönde olup olmadığı değerlendirilebilir. Akan kan, kırmızı

ya da mavi renk şeklinde gözle görülebilir. Akan kanın miktarı ile ilgili

ölçümler yapılabilir. Bu esnada cihazdan kalp atışlarına benzer sesler

duyulur. Cihazın çalışma prensibi, sesin hareket eden yapılardan yansırken

frekans değişikliği göstermesidir. Doppler incelemeleri, normal

ultrasonografi cihazları ile yapılır. Ancak bunlarda farklı bilgisayar

donanımı mevcuttur.

Doppler Ultrasonografi incelemesi, Doppler ultrason cihazına bağlı bir

prob yardımıyla ve incelenecek organ ya da damar üzerine jel sürülerek

gerçekleştirilir. Jeller, probun hava ile temasını önler ve gönderilen

sesin daha derin dokulara ulşmasını sağlar.

Doppler Ultrasonografi incelemesi ile :

Kol ve bacak damarları,

Karaciğeri besleyen damarlar

Böbreği besleyen damarlar

Boyun damarları

Gebelerde, anneye ve fetuse ait damarlar

Erkeklerde testisleri besleyen damarlar

Gözü besleyen damarlar;

Vücudun herhangi bir bölgesinde oluşan bir kitlenen damarlanması

incelenebilir.

İnceleme öncesinde önemli bir hazırlık gerekmemektedir. Ancak karın

içindeki bir organ (karaciğer, böbrek v.b.) incelenecek ise hastanın aç

olması, oluşabilecek gazı engelleyerek incelemenin daha kaliteli

gerçekleşmesini sağlar. Bu nedenle karın bölgesindeki damarların

incelenmesi için 1 aya kadar çocuklarda emzirme süresi kadar, 5 yaşına

kadar çocuklarda 4 saatlik, 10 yaşına kadar olanlarda 6 saatlik ve

büyüklerde 12 saat açlık gereklidir. Bu süre içerisinde sigara dahil hiç

bir şey yenilip içilmez. Karın bölgesi incelemeleri dışında önceden bir

hazırlık gerekmemektedir. İnceleme sırasında gözlük, saat, metal eşya gibi

cisimlerin çıkartılması gerekmez. Ancak incelenecek bölgenin, probla temas

alanının sağlanması için açıkta olması gerekir. Bu nedenle hasta masaya

yattığı sırada, o bölgedeki giysiler soyundurulur.

İnceleme sırasında, karın bölgesinin iyi incelenmesi için hastadan

nefesini tutması istenir. Bunun için derin nefes aldıktan sonra

olabildiğince hareketsiz kalıp, nefesi vermemek gerekir. Bu süre kişiye

göre değişmekle birlikte ortalama 15-50 saniyedir.

Doppler Ultrasonografi incelemesi, tıpkı Ultrasonografi incelemesinde

olduğu gibi radyasyon içermeyen bir tanı yöntemidir. Yanlızca ultrason

enerjisi (yüksek frekanslı ses) kullanılır. Ultrason enerjisi, vücuttaki

dokularla etkileşir. Bu etkileşim, dokuların ısısını artırmak şeklindedir.

Isı artımı 1.5ºC olabilir. Özellikle anne karnındaki fetüslerde ısı

artımının 41ºC'yi geçmesi zararlıdır. Ancak, tanı amacıyla kullanılan

sınırlarda bu kadar yüksek ısı artımı oluşmaz. Oluşmasına neden olabilecek

inceleme şekillerine karşı radyologlar zaten eğitim almaktadır. Gebelikte

uygulanan Doppler incelemelerinin, çocuk doğduktan sonraki davranış ve

okul başarısına olumsuz etkisi gösterilememiş, kansere neden olduğu

konusunda bir bulgu bugüne kadar ortaya çıkmamıştır.

İnceleme sırasında damar içine ilaç verilmemektedir. Ancak, son yıllarda

özellikle karın içindeki gaza bağlı veya herhangi bir nedenle net

izlenemeyen damarların incelenmesinde; damarları daha ayrıntılı ortaya

çıkaran ve herhangi bir yan etkisi olmayan ilaçlar da kullanılmaya

başlanmıştır. Bunlara "ultrason kontrast maddesi" adı verilmektedir.

Prob

Kan akımı ölçülmek istenen organ ya da damar üstüne yerleştirilen ve

doppler ultrason cihazına bir kablo ile bağlı bölüm

Kol ve bacak damarları

Atar ve toplar damarlardaki kireçlenme plaklarına bağlı oluşan darlık,

pıhtı oluşumları ve toplar damarlarda yetmezlik (varisler) olup

olmadığının saptanmasını sağlar. "Üst/alt ekstremite arteriyel ve/veya

venöz Doppler" incelemesi adını alır.

Karaciğeri besleyen damarlar

Siroz v.b. hastalıklarda karaciğeri besleyen damarlarda meydana gelen

değişiklikleri incelemek için kullanılır. "Portal Doppler" adını alır.

Böbreği besleyen damarlar

Diabet, hipertansiyon vb hastalıklarda böbreği besleyen damarların ne

düzeyde etkilendiğini saptamak için kullanılır. "Renal Doppler" adını

alır.

Boyun damarları

Boyunda, beyine giden ana atar damar ile dallarında kireçlenme plaklarına

bağlı oluşan darlıkları ya da beynin arka kesimini besleyen damarların

akım miktarını saptamak için kullanılır. "Karotis ve vertebral sistem

Doppler" adını alır.

Gebelerde, anneye ve fetuse ait damarlar

Son adet tarihine göre gelişme geriliği şüphesi olan fetüslerde,

hipertansiyonu olan gebelerde kan akımının hızı ve özelliği incelenerek

olası anomaliler saptanır. "Obstetrik ve jinekolojik Doppler" adını alır.

Erkeklerde testisleri besleyen damarlar

Testisleri besleyen damarlarda meydana gelen düzensiz genişlemeler

damarlardaki yetmezliğe bağlıdır ve erkeklerde kısırlığın önemli bir

sebebidir. Bu damarlara yönelik yapılan incelemede toplar damarlardaki

olası yetmezlik (varisler) saptanabilir. "Skrotal ya da testis Doppleri"

adını alır.

Gözü besleyen damarlar

Diabet, hipertansiyon vb hastalıklarda göz damarlarında meydana gelen

değişikleri saptar. "Göz Doppleri" adını alır.

Vücudun herhangi bir bölgesinde oluşan bir kitlenen damarlanması

Bir kitleyi (uru) besleyen damarların olup olmaması o kitlenin iyi huylu

ya da kötü huylu olduğunu saptamada önemli bir kriterdir. Kitlenin çok

kanlanması bu kitlenin habis özellik taşıdığının bir göstergesidir.

"Kitleye yönelik Doppler" şeklinde adlandırılır.


 


 


 


 


 


 


 

www.radistanbul.com

www.goruntulememerkezi.com

www.ikinciduzey.com

Tüm batın, üriner sistem, pelvik, troid ultrasonlarına ek olarak gebelerde 2. Düzey ultrason, gebelik ultrasonu, 3d 4d boyutlu ayrıntılı ultrason çekimleri, mamografi, kemik dansitometri, osteoporoz testi,tüm renkli doppler ve tüm ultrsonografik incelemeler

Doğuma Genel Bakış

Bir Çocuk Yetiştirmek

Eşlerin Muayenesi

Kadında Aylık Çevrim

Fertilizasyon

Kalıtsal Tehlikeler I

Kalıtsal Tehlikeler II

Kısırlık = Sterilite

Kısırlık Araştırmaları

Evlat Edinme

Gebelik Belirtileri

Gebeliğin Tespiti

Bebeği Bekleyiş

Doktor Muayenesi

Gebelikle Yeni Sorunlar

İlk Üçayda Vücuttaki Değişiklikler

İlk Üçayda Beslenme

Gebelikte Sağlık ve Bakım

Gebelikte İlaç Kullanımı

Gebelikte Bulaşıcı Hastalıklar

Kendiliğinden Düşük

İkinci Üçaylık Dönem

İkinci Üç Aylık Dönemin Sorunları

İkiz Gebelik

Doğuma Hazırlık

Son Üçayda Vücuttaki Değişiklikler

Emzirmeye Hazırlık

Son Üçayda Sorunlar

Gebelikte Özel İncelemeler

Ultrasonografi

Amniyoskopi

Amniyosentez

Biyofizik ve Biyokimyasal Kontroller


 


 


 


 


 


 


 


 

Gebelik Hesaplayıcısı


 


 

Yavrunuzun Sağlığı İçin

Babaya Öneriler

Sağlık Muayenesi

Gebelik Testi Öyküsü

Çiftin Kısırlığa Tepkisi

Gebe Kalmak / Önlemek

Varolduğunu Öğrendiğim Zaman

Düşük

Pratik Öneriler

Gebelik ve Jimnastik

Gebelik ve Cinsel Yaşam

Frengi ve Verem


 


 

http://www.goruntulememerkezi.com/


 


 


 

Anne ve Çocuk Beslenmesi :

Anne Karnında

Doğumdan 6. Aya

7 - 12. Aylarda

1 - 3 Yaşlarda

4 - 6 Yaşlarda

Özel Durumlarda


 


 


 


 


 


 


 

İKİNCİ DÜZEY FETAL ULTRASONOGRAFİDE


 

  1. ANENSEFALİ
  2. ENSEFALOSEL
  3. SPİNA BİFİDA
  4. MENENGOSEL
  5. MİYELOMENENGOSEL
  6. DANDY WALKER MALFORMASYONU
  7. CHOROİD PLEKSUS KİSTİ
  8. ARAKNOİD KİST
  9. HİDROSEFALİ
  10. GASTROSCHİSİZ
  11. OMFALOSEL
  12. FETUS PAPİRACEUS
  13. ÇOĞUL GEBELİK
  14. FETAL ASİT
  15. POLİHİDROAMNİOS
  16. OLİGOHİDROAMNİOS
  17. RENAL ANOMALİLER
  18. SSS ANOMALİLERİ
  19. EKSTREMİTE ANOMALİLERİ
  20. KRANYAL ANOMALİLER
  21. MEGAURETER
  22. UPJ OBSTRUKSİYONU
  23. BARSAK ATREZİLERİ
  24. DUDENAL ATREZİLER
  25. KALP ANOMALİLERİ BOŞLUKLAR
  26. VB ANOMALİLER ARAŞTIRILMAKTADIR.

http://www.goruntulememerkezi.com/

Ekstremitelerde arterial ve venöz doppler, karotis vertebral doppler, renal arter doppleri, gebelik doppleri de dahil olmak üzere tüm doppler uygulamaları,

KISA BİLGİLER


 

RENKLİ DOPPLER ULTRASONOGRAFİ

http://www.goruntulememerkezi.com/

Vücuttaki damarlar içerisinde akan kanı görüntüler. Ağrısız bir tanı yöntemidir. Prob adı verilen bir alet incelenecek damarın üzerindeki ciltte gezdirilir. Prob ses dalgalarını vücuda gönderir ve yansıyan ekoları tekrar alır. Bilgisayar aracılığı ile organlardan yansıyan ses dalgaları görüntü haline dönüştürülür. Damarlar içerisinde akan kan hücrelerinden yansıyanlar 'Doppler etkisi' oluşturur. Bu olay sabit duran bir kişiye yaklaşan ve yanından geçerek ondan uzaklaşan ambulansın sireninin kulağımızda bıraktığı etkiye benzer. Aynı şekilde proba yaklaşan ve uzaklaşan kan hücrelerinden yansıyan ses dalgaları damarların farklı renklere boyanmasına neden olur. Böylece vücutta normalde ters yönde akım içeren atar ve toplar damarlar birbirinden ayırtedilebilir.


 

Ne İşe Yarar?

Renkli Doppler ultrasonografi ile vücudumuzun hemen her bölgesinde arter ve venlerdeki hastalıklar tanınabilirler.


 

Ultrason Hakkında Bilinmesi Gerekenler

Kan damarlarınızın incelenmesi için renkli Doppler ultrasonografi tetkiki yaptıracaksanız ultrason ile ilgili bilginiz olmasına veya geçmişte bu tetkiki yaptırmış olmanıza rağmen hala sorularınız olabilir. Bu sorular Amerikan Ultrasonografi Enstitüsü (AIUM) nün yayımlanmış verileri göz önüne alınarak cevaplandırılmaya çalışılmıştır.

Ultrason Nedir?

Ultrason insan kulağının duyamayacağı yükseklikte frekansa sahip ses dalgasıdır. Cildin üzerinde gezdirilen bir prob yardımıyla vücuda gönderilen ses iç organlardan geri yansır. Yansıyan dalgalar (ekolar) prob tarafından tekrar alınır ve elektronik bir cihaz yardımıyla iç organların ekranda izlenebilen görüntüleri haline dönüştürülür. Bu tip ultrason 2D veya iki-boyutlu ultrason olarak adlandırılır. Devamlı olarak değişen bu görüntüler videokasete veya film kağıdına kaydedilebilir.

Renkli Doppler Ultrason Nedir?

Kan akımını değerlendirmek için kullanılan özel bir ultrason tipidir.

Geri dönen ekoların oluşturduğu görüntüler küçük monitörden izlenir. Ayrıca hareket eden kanın yansıttığı, geri dönen ses dalgaları cihazdaki hoparlörlerden duyulabilir. Bu sesler ağaçlara çarpan rüzgarın sesine benzer. Doktorun ekranda görüntüleri daha rahat görebilmesi için incelemenin yapıldığı oda işlem sırasında karanlıktır.

Klinikte kullanılan birkaç çeşit Doppler ultrason tipi vardır:

1. Devamlı Dalga renkli Doppler Ultrason: Kan damarlarındaki akım hakkında bilgi sağlamak için ses dalgalarının amplitüdündeki değişiklikleri kullanır. Tetkiki yapan hekim daralmış bir bölgeden geçen kan akımını değerlendirmek için probun oluşturduğu sesleri dinler. Ses farklılıklarına gore tanıyı koyar.

2. Dupleks Doppler Ultrason: Dupleks Doppler ultrason kan damarlarının ve damarları çevreleyen organların görüntüsünü almak için standart ultrason yöntemlerini kullanır. Ayrıca bir bilgisayar Doppler seslerini, incelenen damardaki kan akımının hızı ve yönü hakkında bilgi veren grafiklere çevirir. Bu tip Doppler ultrasonla vücut içindeki yapıları görmek ve bu yapıların içindeki kan akımını değerlendirmek aynı anda mümkün olur. Bunu gerçekleştirmek için ultrason makinası aynı anda iki ultrason yöntemini birlikte kullanır. Sadece damardaki kan akımının değerlendirilmesi isteniyorsa dupleks Doppler ultrason kullanılır.

3. Renkli Doppler Ultrason: Kan damarlarının içerisinde akan kanı temsilen bir bilgisayar Doppler seslerini kan damarlarının görüntüleri üzerine düşürür. Damardaki kan akımının hız ve yönünü temsil eden renkler biçimine çevirir.

4. Power Doppler Ultrason: Power Doppler ultrason akan kana renkli Doppler ultrasondan 5 kat daha duyarlı olan tekniktir. Power Doppler ultrason standart renkli Doppler ultrason yöntemiyle çok zor veya imkansız olan görüntüleri elde edebilir. Ayrıca, power Doppler ultrason karaciğer, böbrekler, testisler gibi parankimatöz organlarda kan damarlarındaki akımı değerlendirmek için kullanılır.

Doppler Ultrasonografi Neden Yapılır?

Doppler ultrason incelemesi kan damarları ve kanın damarlardan geçişi hakkında çok önemli bilgiler verir. Özellikle atar damar ve toplar damarlardaki problemleri değerlendirmek için çok uygun bir yöntemdir. Vücudumuzun her yerinde kan damarları olduğundan Doppler ultrason vücudumuzun hemen hemen her yerinde kullanılabilir. En sık kullanılan bölgeler boyun, kalp, karın ve bacaklardır.

Boyunda, renkli doppler ultrason en sık şah damarlarını ve vertebral arterleri (karotis vertebral ) incelemek için kullanılır. Bu damarlar beyine kan taşırlar ve tıkanabilirler. Tıkanma ''inme''ye neden olabilir. Doppler ultrason ile kan akımı ve yönünün doğru olup olmadığı hakkında bilgi edinilir.

Karın bölgesinde, Doppler ultrason başlıca tansiyon yüksekliğini araştırmak amacıyla böbreklerin, siroz gibi hastalıkları değerlendirmek için karaciğerin, dalak karın ağrısı nedenini araştırmak için barsaklara kan taşıyan damarların, tümör içi ya da komşuluğundaki damarların değerlendirilmesinde kullanılır.

Bacaklardaki kan akımının değerlendirilmesinde, atar damarlardaki tıkanıklıkların, toplar damarlardaki pıhtıların yada bacak şişmesinin nedeninin gösterilmesinde temel yöntemdir.

Tetkik Öncesi Hazırlık Gerekir mi? Tetkik Sırasında Ağrı Olur mu?

Çoğu Doppler ultrason incelemesi için hazırlık gerekmez. Karın bölgesini içeren incelemeler için tetkik öncesi 6 saat açlık istenir. İnceleme sırasında kullanılan ve cilde sürülen jel kolayca silinebilmesine rağmen kolay yıkanabilen bir giysi giyilmesi önerilir. İnceleme ağrılı değildir. 

Doppler ultrason incelemesi ortalama 15 – 60 dakika sürer. İşlemin süresi incelenecek vücut bölgesine ve anatomisinin zorluğuna göre değişir. Arteriyoskleroz (damar sertleşmesi) hastalığında damarları değerlendirmek güç olabilir ve tetkik daha fazla zaman alabilir.

Doppler ultrason konusunda uzmanlaşmış hekimler tarafından yapılır ve değerlendirilir.

Kontrol tetkikleri hastalığın tedaviye cevap verdiğini veya ilerlediğini değerlendirmek için gerekli olabilir.

Bilinen zararlı bir etkisi yoktur. Yıllardır yaygın olarak kullanılan tanısal ultrasona ait bildirilmiş yan etki bulunmamaktadır. Gelecekte ultrasonun olası biyolojik etkilerinin tanımlanması ihtimalinin olmasına rağmen, bugünkü bilgilerimiz ultrasonun hastalara faydalarının, eğer varsa bile, risklerinden daha ağır bastığı yönündedir.


 


 

VARİS NEDİR?

Derimizin altındaki yüzeyel toplardamarların yetmezliğidir. Bir başka deyişle, bacaktaki yüzeyel toplardamarların genişleyerek kıvrıntılı büküntülü bir görünüm alması ve derinin altında görünür olmasıdır. Bunun temel nedeni
de toplardamarların içinde bulunan
kapakçıkların bozulmasıdır.
Varisler deriden gözüken kırmızı, mavi - mor ince ya da parmak kalınlığına varabilen damar genişlemeleri şeklinde görülebilir. Genetik yatkınlığı olanlarda, kadınlarda, ayakta uzun süreli kalmayı gerektiren meslek gruplarında (hekimler, öğretmenler vs) daha sık görülmektedır. Varisi olan kadınların hamilelik dönemlerinde varis şiddeti artabilmektedir.

Günümüzde kapakçıkların bozuk olup olmadığı renkli Doppler ultrasonografi ile kolaylıkla tanınabilmektedir.


 

  • PENİL RENKLİ DOPPLER

    Sertleşme problemi (ereksiyon kusuru-impotans) varlığında penisin kan akımının bozuk olup olmadığına bakılır.  


     

    Ereksiyon Kusuru (İmpotans) Nedir?

    Erkek cinsel organı penis, normal koşullarda yumuşak bir dokudur. Cinsel uyarı karşısında bu bölgeye kan getiren atar damarlarda akım artar. Kanın geriye dönüşünü sağlayacak toplar damarlarda ise kasılma olur. Peniste süngersi cisimler içerisinde hızla biriken kan geri çıkamaz. Bu birikme, penisin şişmesine ve sertleşmesine neden olmaktadır. Erkek cinsel organının cinsel birleşme için gereken sertliğe ulaşamaması impotans, iktidarsızlık olarak isimlendirilir.

    Başlıca Nedenleri Nelerdir?

    İmpotans bir hastalık değildir.
    Bir takım sorunların kendisini ikincil olarak gösterme şeklidir. Günümüzde bu sorun üzerinde ciddi çalışmalar yapılmış ve nedenleri 4 ana grupta belirlenmiştir:

    1.Psikolojik nedenler
    2. Fiziksel nedenler
    3. Hem ruhsal hem fiziksel nedenler
    4. Nedeni bilinmeyenler

    Yaklaşık %85 olguda neden fiziksel (organik) dir. Olguların %10' dan biraz daha fazlası ise psikolojik nedenlidir. Yani bütün sorun kişinin düşüncelerinde saklıdır. %5 kadar olguda neden bilinememektedir. Bir erkekte bir kez impotans görüldüğünde, bunu hep yaşamak korkusu psikolojik nedenli impotansa dönüştürebilir. Eğer bir fiziksel neden bulunamıyorsa psikolojik impotans olduğu düşünülür. Kötü evlilikler, düşük cinsel performans, iş stresi, depresyon impotans nedeni olabilir.

    Her erkek hayatında bir ya da birkaç geçici impotans dönemi yaşar.

    Fiziksel impotans nedenleri arasında Diabetes Mellitus (şeker hastalığı), damar hastalıkları, pelvis bölgesinin ciddi operasyonları, bel kemiği travmaları gelir. Ayrıca;

    Endokrin (hormonal) Nedenler: Ereksiyon için, başta testesteronun etkisine ihtiyaç vardır. Eksikliğinde mutlaka impotans görülmez. Tiroid hormonlarının eksikliği de tam olmayan ereksiyona neden olabilir. Prolaktin hormonunun fazlalığı testesteron yapımını azaltacağından ciddi impotansa neden olabilir.

    Bazı ilaçlar: Östrojenler, anti-androjenler, LHRH analogları, beta blokerler, kalsiyum antagonistleri, MAO inhibitorleri, trisiklik anti-depresanlar da impotans nedeni olabilmektedir. 

    Madde Bağımlılığı İmpotans Yapar mı?

    Alkol, sigara gibi madde bağımlılıkları da impotans konusunda ciddi sorunlar yaratmaktadır.

    İmpotansta Renkli Doppler İnceleme Nasıl Yapılır?

    www.radistanbul.com

    www.goruntulememerkezi.com

    www.ikinciduzey.com

    http://radistanbul.blogspot.com


     

    Renkli Doppler ultrasonografi ile penise arterler ile yeterli kan gelip gelmediği, yeterli kan geliyorsa, gelen kanın penis içerisinde yeterince kalıp kalmadığı (toplar damar kapaklarının sağlam olup olmadığı) tespit edilir.

    Penis içi kapiller damarların genişlemesini sağlamak amacıyla inceleme sırasında penis içerisine damar genişletici bir ilaç -hasta yaşı göz önüne alınarak- belirli dozda verilir.

    Penis cildi üzerine jel sürülerek ultrasonografi probu ile penis içi damarlar değerlendirilir.

    İnceleme ağrılı değildir. Bazen penis içerisine verilen ilaç hafif yanma hissi verebilir.

    İlk defa 1980' li yıllarda kullanılan renkli Doppler ultrasonografi, ereksiyon kusurunda patolojinin damar kaynaklı olup olmadığını belirler. Tetkikin yapıldığı odanın sessiz ve loş olması gerekir. Hastanın da gergin olmaması tetkikin doğruluk oranını artırır.

    Peniste oluşan sertleşmenin kaybolma süresi bazen (özellikle psikolojik impotansta) uzayabilir. Bu nedenle test sonrası cinsel uyarı, mastürbasyon ve cinsel ilişkiden kaçınmalıdır.

    Tetkikin Zararlı Etkisi Olur mu?

    Renkli Doppler ultrasonografi ne inceleme sırasında ne de inceleme sonrasında hiç bir zarar vermez. Cinsel hayatı olumsuz yönde etkilemez.

    www.radistanbul.com

    www.ikinciduzey.com


     


     


 


 


 

  • Ağız ve diş sağlığında en ileri görüntüleme teknikleri kullanılarak dijital panoramik diş röntgeni, temporomandibular ve sinüs grafileri ve sefalometrik röntgen çekimleri,

    Mammografi çekimleri,

    www.radistanbul.com

    www.ikinciduzey.com


     


     


     

    TİROİD ULTRASONOGRAFİSİ

    Tiroid bezi boyunda yer alan ve metabolizmayı düzenleyen bir organdır. Diğer yüzeyel vücut organları gibi ultrasonografi ile kolaylıkla değerlendirilebilir. Tetkik ağrısızdır ve hazırlık gerektirmez. Tiroid ultrasonu guatr (tiroidin büyümesi), nodül (kistik, tümöral olabilir) araştırılması için kullanılabilir.

    Jel sürülerek ses dalgası gönderen prob boyun üzerinde gezdirilir ve tiroid bezinden yansıyan ses dalgaları bilgisayar yardımıyla monitörde görüntü oluşturur. İncelemenin radyasyon riski yoktur. Tümör şüphesi varsa ultrason rehberliğinde ince iğne ile hücre örnekleri alınıp sitolojik inceleme yapılabilir.

      

      

     


     


     


     

    KALÇA USG

    KALÇA ULTRASONU

    Yenidoğan ve süt çocukluğu döneminde kalça ekleminin değerlendirilmesinde kullanılan basit ve ağrısız bir yöntemdir.

    Ne Zaman Yapılması Uygun Olur?

    Doğumdan sonraki ilk günlerde yapılabilir. Anglo-Amerikan literatüründe işlem için en uygun zaman doğum sonrası 3. hafta ile 6. hafta arasıdır. Ancak 5-6 aya kadar (bebek kilolu değilse 10-12 aya kadar) yapılabilmesi mümkündür.

     
     

    Nasıl Yapılır?

    Bebek, bezi açık şekilde muayene masasına yan yatırılır. Ilık jel sürülmüş prob yardımıyla kalça eklemleri bacaklar düz ve kıvrılmış pozisyonda iken incelenir. Bebeğin ağlaması ve hareketleri işlemi güçleştireceğinden, sakin olması için inceleme öncesi doyurulması tavsiye edilir.

    Ne Kadar Sürer?

    Genellikle 5-15 dakika içerisinde biter.

    Kalça ekleminin anormal gelişiminin ya da yerleşiminin gösterilmesinde son derece duyarlıdır. İncelemenin sonucu çıkık saptanırsa tedaviye erken başlanmış olacağından ameliyata gerek kalmaz. Bacağı kurbağa pozisyonunda tutan bandajların birkaç ay kullanılması ile kalça tamamen normale döner. Tedavinin etkinliği de ultrasonografi ile takip edilir.

    Erken çocukluk döneminde açıklanamayan topallama olduğunda, kalça ekleminin geçici sinoviti denen, eklem hareketlerini sınırlayabilen iltihabi durum ultrasonografi ile görülebilir.

    PEDİATRİK USG


     


     

    MAMOGRAFİ

    www.radistanbul.com

    www.goruntulememerkezi.com

    www.ikinciduzey.com


     

    Memelerin düşük dozlu X ışını (Röntgen ışını) yardımı ile detaylı görüntüsünün çıkarılmasıdır.Meme muayenesi esnasında bulunan şüpheli bir kitlenin yerinin ve özelliklerinin belirlenmesi amacıyla yaygın ve etkin bir şekilde kullanılmaktadır. Elli yaşın üzerindeki kadınlarda bulunan kitlelerin %85 ile %90' ının hissedilebilir büyüklüğe ulaşmasından 2 yıl kadar önce mamografi ile belirlenebileceği tahmin edilmektedir. Meme kanseri açısından hiçbir risk faktörü bulunmayan, hiçbir şikayeti olmayan ve yıllık meme muayeneleri normal olan kadınlarda da belli aralıklarla meme kanseri tarama testi olarak rutin mamografi önerilmektedir.

    Mamografi Ne Zaman Yaptırılmalıdır?

    www.radistanbul.com

    www.ikinciduzey.com


     

    Mamografi incelemesine başlamadan önce mutlaka dikkatli bir meme muayenesi de yapılırsa tanı olasılığı artacaktır. Meme kanseri kadınlarda nispeten sık görülen bir kanserdir; kansere bağlı ölüm nedenleri arasında akciğer kanserinden sonra ikinci sırayı almaktadır. Her 12 kadından biri hayatının bir döneminde meme kanserine yakalanmakta ve her 25 kadından biri meme kanseri nedeniyle hayatını kaybetmektedir. Tarama testlerinin amacı bir hastalığın ortaya çıkacağını önceden anlamaya çalışmak veya hastalığı erken evrede yakalamaktır. Mamografinin kadınlara belli aralıklarla yapılmasının doktorlar tarafından şiddetle önerilmesinin nedeni, bu tarama testi sayesinde meme kanserinin erken tanınabilmesiyle hastalığa bağlı ölüm riskinin %25-80 oranında azaltılabilmesidir. Tarama amaçlı mamografiye meme kanseri açısından risk faktörleri bulunmayan kadınlarda 40 yaşında başlanmalı, 50 yaşına kadar 2 yılda bir, daha sonra yılda bir rutin olarak uygulanmalıdır. Yapılan meme muayenesinde bir sorun saptanması durumunda veya kadının her ay kendi yaptığı meme muayenesi esnasında bir kitle saptaması ve bunun doktor muayenesiyle doğrulanması durumunda mamografi yenilenir. Otuz yaşın altındaki kadınlarda meme dokusunun yoğun olması nedeniyle görüntülemenin zor olması, meme kanseri görülme olasılığının oldukça düşük olması nedeniyle rutin mamografi önerilmez. Bu yaş grubunda genellikle meme ultrasonografisi yapılır. Ailede (anne, kardeş) meme kanseri varsa veya meme kanseri risk faktörleri olan kadınlarda mamografi aralıkları hekim tarafından düzenlenir.

    Tarama mamografi meme dokusunun adet döngüsünün içinde en iyi görüntülenebildiği dönemde yapılmalıdır. Bu dönem adet kanamasının başladığı ilk hafta içerisinde hormon seviyelerinin nispeten düşük olduğu günlerdir.

    Mamografi Diğer Tetkiklerden Farklı mıdır?

    Mamografi, özel bir röntgen cihazı yardımıyla her iki memenin sıkıştırılarak çeşitli pozisyonlarda filmlerinin alınmasıdır. Mamografi çekimi esnasında meme dokusunun iyice sıkıştırılmasının amacı daha küçük lezyonları görebilmek ve radyasyon dozunu en düşük seviyeye indirmektir.

    Önceden Yaptırılmış Meme Tetkikleri Önemli midir?
    Mamogramlar yorumlanırken genellikle önceki yıllardaki görüntüler de dikkate alınır. Bu nedenle mamografi filmlerinin ve raporlarının muhafaza edilmesi ve düzenli olarak radyoloji uzmanına sunulması son derece önemlidir.


    Elde edilen görüntüler incelenirken meme dokusunda kitle, mikrokalsifikasyon (kireçlenme) aranır, süt bezlerinin meme dokusu içindeki yapısı ve dağılımına bakılır, meme cildinin kalınlığı, koltuk altı lenf bezlerinin durumu değerlendirlir.

    Mamogramlarda saptanan kitlenin solid mi (tümöral) yoksa kistik mi (sıvı içerikli) olduğunu anlamak için doktor tarafından istenmemişse bile "ücret talep edilmeden" ultrasonografik ek inceleme (kontrol) yapılır. Kanser düşündüren bir görüntü varsa biyopsi önerilir.


    Mamografi memedeki değişiklikleri hastanın kendisi ya da doktoru tarafından hissedilemeyecek kadar küçük iken görüntüleyebilir. Ele gelen kitle varsa, bunun kanser olup olmadığının belirlenmesinde kullanılır.


    Biyopsi lokal anestezi sonrası kuşkulu dokudan iğne ile hücre örneği alınarak patoloji laboratuvarında kanser olup olmadığının belirlenmesi işlemidir. Ultrasonografi rehberliğinde yapılabilir.

    MEME ULTRASONOGRAFİSİ

    Bu yöntemde prob tarafından memeye gönderilen yüksek frekanslı ses dalgaları değişik dokulardan yansıyarak yine prob tarafından toplanır ve bilgisayarlar aracılığı ile monitörde görüntülenir, radyasyon içermez.


    Muayenede ele gelen kitle veya mamografide anormal olduğu düşünülen bir alan ultrasonografi ile değerlendirilir. Ultrason özellikle tümör ile kisti (sıvı içeriklidir) ayırt etmekte faydalıdır


    Otuzbeş yaşın altındaki kadınlarda ilk kullanılacak tanı yöntemidir. Radyasyon içermediği için hamile kadınlarda meme incelemesinde ideal yöntemdir.

    Başka bir kullanım alanı da silikonlu memelerde sızıntı (kaçak) veya yırtık (rüptür) değerlendirmesidir.

    Ayrıca meme enfeksiyonlarının tanısında da güvenle kullanılır.

    Meme ultrasonu eşliğinde kist aspirasyonu ve biyopsi gibi girişimsel işlemler yapılabilir.


    Sırtüstü yatar durumdaki hastanın memesine ses dalgalarının geçirgenliğini artıran jel sürülür. Prob meme cildinde yavaşça gezdirilir. Görüntüler ekranda izlenir.


    Karşılaştırma gerekliliği nedeni ile iki meme de incelenmelidir. İşlem yaklaşık 20-45 dakika sürer.


     

    MAMOGRAFİ

    Memelerin düşük dozlu X ışını (Röntgen ışını) yardımı ile detaylı görüntüsünün çıkarılmasıdır.

    Meme muayenesi esnasında bulunan şüpheli bir kitlenin yerinin ve özelliklerinin belirlenmesi amacıyla yaygın ve etkin bir şekilde kullanılmaktadır. Elli yaşın üzerindeki kadınlarda bulunan kitlelerin %85 ile %90' ının hissedilebilir büyüklüğe ulaşmasından 2 yıl kadar önce mamografi ile belirlenebileceği tahmin edilmektedir. Meme kanseri açısından hiçbir risk faktörü bulunmayan, hiçbir şikayeti olmayan ve yıllık meme muayeneleri normal olan kadınlarda da belli aralıklarla meme kanseri tarama testi olarak rutin mamografi önerilmektedir.

    Mamografi Ne Zaman Yaptırılmalıdır?

    http://www.goruntulememerkezi.com/

    Mamografi incelemesine başlamadan önce mutlaka dikkatli bir meme muayenesi de yapılırsa tanı olasılığı artacaktır. Meme kanseri kadınlarda nispeten sık görülen bir kanserdir; kansere bağlı ölüm nedenleri arasında akciğer kanserinden sonra ikinci sırayı almaktadır. Her 12 kadından biri hayatının bir döneminde meme kanserine yakalanmakta ve her 25 kadından biri meme kanseri nedeniyle hayatını kaybetmektedir. Tarama testlerinin amacı bir hastalığın ortaya çıkacağını önceden anlamaya çalışmak veya hastalığı erken evrede yakalamaktır. Mamografinin kadınlara belli aralıklarla yapılmasının doktorlar tarafından şiddetle önerilmesinin nedeni, bu tarama testi sayesinde meme kanserinin erken tanınabilmesiyle hastalığa bağlı ölüm riskinin %25-80 oranında azaltılabilmesidir. Tarama amaçlı mamografiye meme kanseri açısından risk faktörleri bulunmayan kadınlarda 40 yaşında başlanmalı, 50 yaşına kadar 2 yılda bir, daha sonra yılda bir rutin olarak uygulanmalıdır.
    Yapılan meme muayenesinde bir sorun saptanması durumunda veya kadının her ay kendi yaptığı meme muayenesi esnasında bir kitle saptaması ve bunun doktor muayenesiyle doğrulanması durumunda mamografi yenilenir. Otuz yaşın altındaki kadınlarda meme dokusunun yoğun olması nedeniyle görüntülemenin zor olması, meme kanseri görülme olasılığının oldukça düşük olması nedeniyle rutin mamografi önerilmez. Bu yaş grubunda genellikle meme ultrasonografisi yapılır. Ailede (anne, kardeş) meme kanseri varsa veya meme kanseri risk faktörleri olan kadınlarda mamografi aralıkları hekim tarafından düzenlenir.

    Tarama mamografi meme dokusunun adet döngüsünün içinde en iyi görüntülenebildiği dönemde yapılmalıdır. Bu dönem adet kanamasının başladığı ilk hafta içerisinde hormon seviyelerinin nispeten düşük olduğu günlerdir.

    Mamografi Diğer Tetkiklerden Farklı mıdır?

    Mamografi, özel bir röntgen cihazı yardımıyla her iki memenin sıkıştırılarak çeşitli pozisyonlarda filmlerinin alınmasıdır. Mamografi çekimi esnasında meme dokusunun iyice sıkıştırılmasının amacı daha küçük lezyonları görebilmek ve radyasyon dozunu en düşük seviyeye indirmektir.

    Önceden Yaptırılmış Meme Tetkikleri Önemli midir?

    Mamogramlar yorumlanırken genellikle önceki yıllardaki görüntüler de dikkate alınır. Bu nedenle mamografi filmlerinin ve raporlarının muhafaza edilmesi ve düzenli olarak radyoloji uzmanına sunulması son derece önemlidir.

    Mamografi Filmi Okunurken Nelere Dikkat Edilir?

    Elde edilen görüntüler incelenirken meme dokusunda kitle, mikrokalsifikasyon (kireçlenme) aranır, süt bezlerinin meme dokusu içindeki yapısı ve dağılımına bakılır, meme cildinin kalınlığı, koltuk altı lenf bezlerinin durumu değerlendirlir.

    Mamogramlarda saptanan kitlenin solid mi (tümöral) yoksa kistik mi (sıvı içerikli) olduğunu anlamak için doktor tarafından istenmemişse bile "ücret talep edilmeden" ultrasonografik ek inceleme (kontrol) yapılır. Kanser düşündüren bir görüntü varsa biyopsi önerilir.

    Çok Küçük Tümörler Mamografide Görülür mü?

    Mamografi memedeki değişiklikleri hastanın kendisi ya da doktoru tarafından hissedilemeyecek kadar küçük iken görüntüleyebilir. Ele gelen kitle varsa, bunun kanser olup olmadığının belirlenmesinde kullanılır.

    Meme Biyopsisi Nedir? Ne Zaman Yapılır?

    Biyopsi lokal anestezi sonrası kuşkulu dokudan iğne ile hücre örneği alınarak patoloji laboratuvarında kanser olup olmadığının belirlenmesi işlemidir. Ultrasonografi rehberliğinde yapılabilir.

    MEME ULTRASONOGRAFİSİ

    Bu yöntemde prob tarafından memeye gönderilen yüksek frekanslı ses dalgaları değişik dokulardan yansıyarak yine prob tarafından toplanır ve bilgisayarlar aracılığı ile monitörde görüntülenir, radyasyon içermez.

    Hangi Amaçlarla Ultrasonografi Yapılır?

    Muayenede ele gelen kitle veya mamografide anormal olduğu düşünülen bir alan ultrasonografi ile değerlendirilir. Ultrason özellikle tümör ile kisti (sıvı içeriklidir) ayırt etmekte faydalıdır

    Ultrasonografinin Mamografiye Tercih Edildiği Durumlar Var mıdır? 

    Otuzbeş yaşın altındaki kadınlarda ilk kullanılacak tanı yöntemidir. Radyasyon içermediği için hamile kadınlarda meme incelemesinde ideal yöntemdir.

    Başka bir kullanım alanı da silikonlu memelerde sızıntı (kaçak) veya yırtık (rüptür) değerlendirmesidir.

    Ayrıca meme enfeksiyonlarının tanısında da güvenle kullanılır.

    Meme ultrasonu eşliğinde kist aspirasyonu ve biyopsi gibi girişimsel işlemler yapılabilir.

    Nasıl Yapılır?

    Sırtüstü yatar durumdaki hastanın memesine ses dalgalarının geçirgenliğini artıran jel sürülür. Prob meme cildinde yavaşça gezdirilir. Görüntüler ekranda izlenir.

    Ne Kadar Sürer?

    Karşılaştırma gerekliliği nedeni ile iki meme de incelenmelidir. İşlem yaklaşık 20-45 dakika sürer.

     


  •  
  • Kemik Yoğunluğu Ölçümü.
  • Hizmet verilen ilçeler, İSTANBUL ANADOLU YAKASI
  • ÜMRANİYE, ÜSKÜDAR, BEYKOZ, AĞVA, ŞİLE, ÇEKMEKÖY, ALEMDAĞ, REŞADİYE, TAŞDELEN, SULTANBEYLİ, PENDİK, KARTAL, MALTEPE, TUZLA, GEBZE
  • UYGUN TETKİK VE GÖRÜNTÜLEME FİYATLARI İLE İSTANBULDA BULUNAN TÜM KAMU VE ÖZEL HASTANE HASTALARINA HİZMET VERİLMEKTEDİR.


     


     


     

    RADİSTANBUL GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ BİLGİLER


     

    Son dört yıldır ÜMRANİYE SONDURAKTA hizmet vermekteyiz.

    Amacımız güncel teknolojiyi deneyimli bir ekip ve uygun fiyatlarla hastalarımıza ulaştırmaktır.

    Vizyonumuz gelecekte bir MARKA olmak, teknolojiyi yakın takip etmek, kendimizi sürekli geliştirmektir.

    Hizmet verdiğimiz modaliteler hakkında bilgiler:


     

    KEMİK MİNERAL DANSİTOMETRİ

    Kemik erimesi, mevcut kemik kütlesinin, mineral içeriğinin azalması ve zayıflaması sonucu süngerimsi hal alması ve kolayca kırılabilir bir duruma gelmesidir. Sonucunda da başta sırt bölgesi olmak üzere vücutta dinmeyen ağrılar, boy kısalığı ve kırıkların oluşumlarını görmekteyiz.
    KEMİK DANSİTOMETRE


     

    Kemiklerin yapısında yer alan maddelerin yoğunluğunu ölçen bir yöntemdir. Bu yöntemle kemik madde kaybı (osteoporoz) saptanır.


     

    Osteoporoz Nedenleri Nelerdir?

    1. Primer (yaş, cinsiyet, sigara, aşırı alkol tüketimi gibi yaşam tarzına bağlı nedenler)
    2. Sekonder (hastalıklar ve ilaçlar) sonucu oluşan madde kaybı

    Güvenli midir?

    Günlük hayatta bilgisayar kullanırken alınan radyasyon kadar X ışını kullanılır. Hiçbir yan etkisi yoktur.

    İnceleme Nasıl Yapılır?

    Yaklaşık 15 dakika civarında yatarak yapılan bir işlemdir. Ağrı ve acı kesinlikle yoktur. Sadece kımıldamadan yatmak gerekmektedir.


     

    Kimlere Yapılır?

    Kemik kaybı riskinin yüksek olduğu, menopoz sonrası kadınlar için ilk çekim normal ise 3 yılda bir kontrol amaçlı çekimler önerilmektedir. Kemik kaybı söz konusu ise kontrol periyodunu tedaviyi yapan hekim belirleyecektir.

    Hazırlık Gerekir mi?

    Hiçbir ön hazırlık gerekmemektedir, günün her saatinde çekilebilir.

    Kemik mineral dansitometrisi kemik yoğunluğunun ölçülmesidir. Yani kemiğin kırılganlık riskini belirleyen bir ölçüm yöntemidir.40 yaş ve üzeri kadınlar mutlaka kemik yoğunluğu ölçümü yaptırmalıdırlar. Çünkü günümüzde kadınlar doğum sayısı, sigara kullanımı, yanlış beslenme alışkanlıkları, yeterli egzersiz yapamama gibi nedenler ile yüksek risk altındadırlar.Kemik erimesi kadınlara özgü bir hastalık değildir, erkeklerde de görülmektedir. Özellikle bazı metabolik hastalıklar,kortizon gibi ilaçların kullanımı kemik erimesine neden olurlar.

    ULTRASON US USG ULTRASONOGRAFİ

    Yüksek frekanslı ses ( ultrasound ) dalgalarının farklı yoğunluktaki doku yüzeylerinden yansıması ile iç organların görüntülenmesidir.

    Yumuşak doku patolojilerinin incelenmesinde ve organların sınırlarının belirlenmesinde kullanılan bir yöntemdir. Sıvılarda yansıma olmadığından kistik yapılar solid yapılardan kolayca ayrılabilirler.

    İç organ patolojilerinin tespitinde hastayı rahatsız etmeden kolay uygulanabilen noninvaziv bir yöntem olması nedeniyle tercih edilmektedir.

    Ultrason öncesinde ön hazırlık gerebilir. Bu nedenle randevu alınması ve randevu sırasında verilecek bilgilere dikkat edilmesi önemlidir.

    GEBELİKTE ULTRASON

    Bebeğin sayısı, geliş şekli, duruş şekli, anatomik yapısı, plasenta yerleşimi, amnion sıvı miktarı, gebelik yaşı, annedeki pelvik kitlelerin değerlendirilmesi için kullanılan en iyi yöntemdir. Ultrasonografinin bebek üzerinde şimdiye kadar kanıtlanmış bir yan etkisi bildirilmemiştir. Bilakis günümüzde gebelik takibinde güvenilir yöntemlerden biridir.

    • Erken gebelikte gebeliğin normal olup olmadığını ( dış gebelik, çoğul gebelik, mol, bozulmuş gebelik,...), gebelik yaşını saptamak için,
    • 11-14. haftalar arasında ense pilisi kalınlığı –nuchal translucency- ölçümü için,
    • 19-23. haftalar arasında ( ayrıntılı ultrason detaylı fetal analiz ) anomali taraması için,
    • 32. haftadan sonra bebek gelişiminin değerlendirilmesi için ultrason yapılmaktadır.


     

    MEME ULTRASONOGRAFİSİ

    Tanı ve tarama metodu olarak kullanılan meme ultrasonografisinde iyonize ışınlar kullanılmadığı ve insan sağlığına zararı tesbit edilmediği için günümüzde noninvaziv, ekonomik bir yöntem olarak kullanılmaktadır. Adölesan dönemde, genç kadınlarda ve hamilelik döneminde primer görüntüleme yöntemidir. Bir çok meme kanserleri ultrasonografi ile tanınabilmektedir. Ancak ele gelmeyen kitlelerde yetersiz kaldığı için meme ultrasonografisi tek başına değil, mammografi ile beraber yapılmalıdır. Mammografiyi tamamlayıcı bir yöntem olarak kullanılmalıdır.

    PROSTAT ULTRASONOGRAFİSİ

    Ultrasonografinin prostat kontrolünde avantajları hastaya zarar vermemesi, kolay uygulanması, maliyetinin düşük olması ve iyonize radyasyon içermemesidir. Transabdominal ultrason işleminde prostatın boyutu, ağırlığı ve anatomik şekli belirlenir. Transrektal ultrason işleminde bunların yanı sıra prostatın doku detayları da değerlendirilmektedir. Bu işlem esnasında Renkli Doppler ve Power Doppler metodları ile kanserden şüphelenilen alanların kanlanması değerlendirilebilmektedir.

    4 BOYUTLU ULTRASON

    4 boyutlu ultrasonografi klasik 2 boyutlu ultrasonografi kullanımını gereksiz kılacak ölçüde bir yöntem değildir. Her ikisinin de avantajlı olduğu üstünlükleri vardır. Örneğin, yarık damak ve dudak anomalilerinin saptanmasında, kol ve bacaklardaki bazı detay anomalilerin görülmesinde, nöral tüp defektlerinde 4 boyutlu ultrasonografi daha detaylı bilgi verebilmektedir. Buna karşın 2 boyutlu ultrasonografi bebeğin iç organlarını değerlendirmede hala 4 boyutlu ultrasonografiden üstündür.

    4 boyutlu ultrasonografi ile anne ve baba adayları doğmamış bebeklerinin gerçek görünümü ile normalde doğumdan sonra kurulması beklenen duygusal bağlarını daha önceden oluşturmaktadırlar.

    Görüntüler video formatında CD'ye kaydedip korunabilmektedir.

    JİNEKOLOJİK ULTRASONOGRAFİ

    Ultrason, insanların duyabileceğinden daha yüksek frekansa sahip bir sestir. Cildin üzerine veya vajina gibi bir vücut boşluğuna yerleştirilen prob adlı bir cihazla vücuda gönderilen ses dalgaları iç organlar tarafından geri yansıtılır. Dönen sesler (ekolar) aynı prob tarafından alınarak bir bilgisayar vasıtasıyla monitörde resme dönüştürülür. Ultrason görüntüleri videoteyp, film veya kağıda kayıt edilebilir. Tanısal ultrason tetkiki genellikle sonografi veya ultrasonografi olarak adlandırılır.


     

    Ultrason Güvenli midir?

    Ultrasonun tıbbi amaçlı kullanımına bağlı bilinen zararlı bir etkisi yoktur. Tanısal ultrasonun uzun yıllardır devam eden yaygın kullanımı herhangi bir yan etki ortaya çıkarmamıştır. Hayvanlarda yapılan çalışmalar tanısal ultrasonun herhangi bir yan etkisi olmadığını göstermiştir.

    Neden Yapılır?

    Elle yapılan pelvik muayenenin sağladığı bilgiler yeterli olmayabilir. Pelvik ultrason ile rahim ve yumurtalıklar görüntülenebilir. Ultrason elle yapılan muayene bulgularını açıklamak için yardımcı olabilir veya ek bilgiler sağlayabilir. Pelvik ultrason tetkikinin en sık yapılma nedenleri:

    -Kasık ağrısı
    -Anormal vajinal kanama,
    -Jinekolojik muayene sırasında şüpheli kitle araştırılmasıdır. 

    Pelvik Ultrason Nasıl Yapılır?

    Bu konuda profesyonel eğitim almış doktor tarafından yapılır. Pelvik bölgenin ultrason tetkiki için 2 yöntem vardır:

    1. Transabdominal Ultrason: Karnın alt bölgesinde cilt üzerine yerleştirilen bir prob yardımıyla yapılır.

    2. Transvaginal Ultrason: İnce çubuk şeklindeki prob üzerine koruyucu bir kılıf geçirilerek buna kayganlaştırıcı bir jel sürülür ve vajinaya yerleştirilir.

    Ultrason Tetkiki Ne Kadar Sürer?

    10-15 dakika kadar sürer.

    Özel Bir Hazırlık Gerekir mi?

    Abdominal inceleme sırtüstü yatar vaziyette yapılır. Daha iyi görüntü almak için mesane dolu olmalıdır. İşlemden önce su içmek ve idrara çıkmamak gerekir.

    Vajinal inceleme jinekolojik muayene pozisyonunda yapılır. İşlemden önce idrar kesesi boşaltılmalıdır.

    Ultrason Abdominal mi Yoksa Vajinal Yoldan mı Yapılmalıdır?

    Bu karar tetkikin yapılma sebebine bağlıdır. Bazı durumlarda sadece karın ultrasonu yapılması gerekebilir, bazı durumlarda ise sadece vajinal ultrason yeterli olacaktır. Ancak çoğu kez hem karın hem de vajinal ultrason gerekir. Bu kararı doktorunuz verecektir.

    Her bir incelemenin ayrı avantajları vardır. Abdominal yaklaşımla tüm pelvik bölgenin panaromik görüntüleri alınabilir. Bu yolla iç organların birbiri ile ilişkisi görülebilir. Vajinal yolla, prob inceleme alanına daha yakın olduğu için daha iyi görüntüler elde edilir. Vajinal yolla yapılan ultrason tetkiki erken gebelik döneminde fetal kalp atışlarını görmek, rahimin iç tabakasını değerlendirmek ve yumurtalıklardaki bir kistin boyutlarını ölçmek için çok faydalıdır.

    Vajinal Ultrason Zararlı mıdır?

    Ağrısız bir işlemdir. Genellikle jinekolojik muayeneden daha rahattır. Eğer vajinal kanama varsa, hamilelik olsa bile vajinal ultrasonun bir zararı yoktur.


     

    Doppler Ultrason Nedir?

     
    Pelvik organlara ve vücudun diğer kısımlarına giden kan akımını değerlendirmek için kullanılır. Kan akımları ultrason cihazının mikrofonundan duyulabilir, grafik ve renklerle gösterilebilir. İşlem sırasında acı hissedilmez. Doppler ultrason tetkikinin yapılmasına genellikle inceleme sırasında karar verilir.


     

    ENDOANAL ULTRASONOGRAFİ


     

    Terminolojik olarak anal ultrasonografi, rektal ultrasonografi, ERUS gibi isimler ile de anılmaktadır. Anüs ve çevre dokuların patolojilerinin incelenmesinde kullanılmaktadır. Küçük çaplı prob kullanıldığında anal kanal anatomisinin değişmemesi avantaj oluşturmaktadır.


     

    Hangi Durumlarda Kullanılır?


     

    1. Anal inkontinans (gaz-dışkı kaçırma): Sfinkter kasları ve çevre dokuların sağlam olup olmadığı görülmektedir.


     

    2. Bilinen rektal ve/veya anal kanser: Hastalığın evresini (yayılımını) belirlemede kullanılmaktadır. Ayrıca, tedavi sonrası hastalığın durumunu belirlemede de kullanılabilmektedir.


     

    3. Perianal fistül: Anüs çevresindeki akıntılı durumlarda genellikle, altta yatan bir fistül (iltihabi traktüs) vardır. Fistülün tedavisinden önce yayılımı ve şekli belirlenirse tedavi başarısı artmaktadır. Bu nedenle fistüllerin trasesini belirlemede tercih edilen bir yöntemdir.


     

    4. İç hemoroid: Anal kanal duvarında gelişen kıvrımlı toplardamarlar bu yöntemle kolaylıkla tanınabilmektedir. İnceleme sırasında anal kanal anatomisi bozulmadığından dolayı hemoroidlerin yerleşim yeri doğru olarak tanımlanmaktadır.


     

    5. Anüste çatlak (fissür): Ağrılı bir durum olmakla birlikte günümüzde mevcut olan küçük çaplı problar rahatlıkla kullanılabilmektedir.


     

    Nasıl Yapılır?


     

    Hasta yatar pozisyonda iken (genellikle sol yanına yatmaktadır) 360 derece görüş açısı olan çubuk şeklinde problar ile inceleme gerçekleştirilmektedir. Tetkik endikasyonuna göre probun ucundaki balon, gazsız su ile şişirilmektedir. Fistülün iç ağzının anüs ya da rektuma açılımı konusunda şüphe varsa, fistülün dış ağzından küçük miktar hidrojen peroksid (oksijenli su) verilmesine gereksinim olabilmektedir.


     

    Kim Yapar?


     

    İncelemeyi konusunda deneyimli radyoloji hekimi yapmaktadır.


     

    Tetkikin Zararlı Etkisi Var mıdır?


     

    Röntgen gibi iyonize radyasyon kullanılmadığından ultrasonun bilinen zararlı bir etkisi yoktur.


     

    Hazırlık


     

    Genellikle hazırlığa gereksinim olmamakla birlikte rektal tumör evrelemesi gibi durumlarda fleet enema ile hazırlık gerekebilmektedir.


     

    RENKLİ DOPPLER ULTRASONOGRAFİ

    Bir organın veya damarının kan akımını inceleyerek, akımın miktarı, akımı engelleyen yapı varlığı, akımın normal yönde olup olmadığı değerlendirilebilir. Atardamarlar kırmızı toplardamarlar mavi renk şeklinde görülür.

    Renkli Doppler Ultrasonografi incelemesi ile:

    Kol ve bacak damarları

    Karaciğeri besleyen damarlar

    Böbreği besleyen damarlar

    Boyun damarları

    Gebelerde, anneye ve fetusa ait damarlar

    OBSTETRİK ULTRASONOGRAFİ

    Ultrasonografi, gebelik takibinde kullanılan kolay uygulanabilir, etkili, güvenli bir yöntemdir. Anne adayının karın cildine temas eden prob aracılığı ile yüksek frekanslı ses dalgaları gönderilir. Ses dalgaları fetüsün dokularından değişik miktar ve şekilde yansıyarak geri döner. Ekolar bilgisayar tarafından işlenerek monitore görüntü olarak aktarılır.

    Hangi Durumların Tanısında Yararlanılır?

    Anne karnındaki bebeğin kalp atımları ve hareketleri izlenir. Embriyo (12 haftadan küçük bebekler) ve fetüsteki (12 haftadan büyükler) muhtemel anormallikler saptanır. Çesitli ölçümler yapılarak bebeğin gelişimi değerlendirilir.
    Röntgen gibi iyonize radyasyon kullanılmadığından ultrasonun fetüse bilinen zararlı bir etkisi yoktur.


    1. Gebeliğin Erken Tanısı: Gebelik kesesi transvajinal ultrasonografi ile son adet tarihinden itibaren 4-5 haftalarda saptanabilir. Özellikle son adet tarihini hatırlamayanlarda fetüsün belirli uzunluklarının ölçümü ile gebelik yaşının tayini yapılabilir. İlerleyen gebelik döneminde ise fetüsün gelişimi bacak (uyluk kemiği) uzunluğu, kafa ve karın çevreleri ölçülerek değerlendirilir.

    2. Düşük Tehdidi: Embriyonun ve fetüsün canlı olup olmadığı değerlendirilir. Bebek anne karnında ölmüş (missed abortus), hiç gelişememiş (bos gebelik kesesi) ya da uterus (rahim) dışında yerleşmiş (dış gebelik) olabilir. Ya da gebelik embriyo yerine tümör gelişimi şeklinde olabilir (mol gebelik).

    3. Plasenta Anomalileri: Plasentanın yeri (rahim ağzını kapatıp kapatmadığı) ve diğer plasenta anomalileri gösterilebilir.


    4. Çoğul Gebelikler: Ultrason ile tanı konulur. Bebeklerin pozisyonu, plasenta ve amniyon keselerinin sayısı değerlendirilir.
     
    Ne Zaman Yapılmalıdır?

    Gebelik süresince normal olmayan şüpheli bir durumun varlığında ultrason yapılabilir. Adet gecikmesinden 1-2 hafta sonra gebeliğin saptanması ve bu gebeliğin intrauterin (rahim içerisine yerleşmiş) normal bir gebelik olduğunun görülmesi için ultrasonografi yapılmalıdır. Bunun dışında 11-14 ve 19-24 haftalarda herhangi anomali araştırılması, 34. haftadan sonrada bebeğin büyüklüğünü ve pozisyonunu görmek için ultrasonografi uygulanır. Ülkemizde bazı Kadın-Doğum doktorları her rutin muayenede ultrasonografik inceleme yapmaktadır. Ancak daha ayrıntılı inceleme için bir veya iki kez sonografi uzmanından ikinci düzey ultrasonografi isteyenler de vardır. İkinci düzey inceleme için çözünürlüğü çok yüksek olan, renkli Doppler de yapabilen cihazlar kullanılır.

    Kullanılan Yöntemler

    Gebeliğin erken döneminde ve gebelik harici tüm jinekolojik incelemelerde çubuk şeklinde problar ile yapılan vajinal ultrasonografi uterus, overler ve embriyonun çok daha ayrıntılı görüntülenmesine imkan verir. Bu yöntemde mesanenin dolu olmasına gerek yoktur (zaman kaybı olmaz).

    Doppler ultrasonografi ile bebeğin damarlarındaki kan akımları değerlendirilir ve bebeğin gelişmesi ile ilgili ek bilgiler elde edilir (örn: beynin beslenmesi). Son zamanlarda 3 boyutlu ultrasonografi ile de gebelik incelemeleri yapılmaktadır.


     

    Erkeklerde testisleri besleyen damarlar VARİKOSEL

     
     

    Varikosel spermatik kordda gelişen genişlemiş venlerdir. Spermatik kord kan damarları, lenfatik damarlar, sinirler ve sperm taşıyan kanallardan (vas deferens) oluşur. Bu venlerdeki kapaklarda hasar meydana gelirse bozulan kan dolaşımı venlerde genişlemeye ve kanın durağanlaşmasına neden olur. Varikosel bir ya da iki taraflı olabilir. Ancak, hastaların %85' inde sol tarafdadır. Varikoselin görülme oranı %10-20' dir, en sık 15 - 25 yaş arasında rastlanır.


     

    Varikoselin Zararlı Etkisi Nedir?

    Testislerin etrafında genişlemiş venler içerisinde artmış kan ısısı hipertermik etki ile spermlere zarar verdiğinden infertiliteye (kısırlık) neden olabilir.

    İnfertil erkeklerin %40' ında varikosel saptanır. Sekonder infertil (daha önce çocuk sahibi olup ta sonradan kısır olan) erkeklerde ise bu oran %80' e ulaşır.

    Varikosel Belirtileri Nelerdir?

    Semptomlar; testiste ağrı, infertilite, testislerde küçülme (atrofi), palpe edilebilen ya da dışardan gözle görülebilen genişlemiş venlerdir.

    Nasıl Tanınır?

    İleri evre varikoseller gözle görülebilir. Orta evre varikoselleri muayene sırasında hekiminiz elle tanıyabilir. Erken evre varikosellerin tanısında ise yardımcı tanı yöntemlerine ihtiyaç duyulabilir. Bu yöntemler;

    • Renkli Doppler ultrasonografi
    • Termografi
    • Venografi
    • Semen analizi; varikosel kaynaklı infertilitede tipik olarak gelişimi tamamlanmamış, hasarlı veya ölü spermler görülür.

    Tedavi Ne Zaman Önerilmektedir?

    Varikosel ağrı yapıyorsa, testislere zarar veriyorsa (küçülme, atrofi gibi), kısırlığa neden oluyorsa cerrahi ligasyon tedavisi önerilmektedir.

    Tedavi Sonrası Tekrarlar mı?

    Tedavi sonrası hastaların %5-20' sinde varikosel tekrarlayabilir. Hastaların %2-5' inde testislerin etrafında sıvı birikimi (hidrosel) oluşabilir.

     
     

    Ameliyat Olmakla Çocuk Sahibi Olma Şansı Artar mı?


    Varikosel ameliyatı olmuş hastaların yaklaşık yarısı ameliyat sonrası birinci yıl içerisinde çocuk sahibi olurlar.


     

    Gözü besleyen damarlar

    Vücudun herhangibir bölgesinde oluşan bir kitlenin kanlanması incelenebilir.

    İç organlar hariç, inceleme öncesinde önemli bir hazırlık gerekmemektedir. Ancak karın içindeki bir organ (karaciğer, pankreas, böbrek v.b.) incelenecek ise 6 saatlik açlık ile, oluşabilecek gazı engelleyerek incelemenin daha kaliteli gerçekleşmesi sağlanır.

    Renkli Doppler Ultrasonografi incelemesi, tıpkı Ultrasonografi incelemesinde olduğu gibi radyasyon içermeyen bir tanı yöntemidir. Yanlızca ultrason enerjisi (yüksek frekanslı ses) kullanılır.

    MAMMOGRAFİ VE USG MEME

    Mammografi düşük dozda X ışını aracılığı ile meme dokusunun görüntülenmesidir. Her memeye 2 adet olmak üzere toplamda 4 film çekilir.

    Hiçbir şikayeti olmasa da tüm kadınların;

    • 35-40 yaş arasında baz oluşturacak bir mammografi çektirmesi,
    • 40 yaşından sonra 2 yılda bir,
    • 50 yaşından sonra her yıl meme kanseri taraması yaptırması gerekmektedir.

    Çünkü meme kanserinin en erken bulgusu olan küçük küme mikrokalsifikasyon spiküle kitle ve kireçlenme odaklarını gösterebilen tek yöntem mammografidir. Meme kanserinin büyüyüp ele gelecek kadar kitle oluşturması ise bu aşamadan yıllar sonraya tekabül eder.

    Tüm kanserlerde olduğu gibi meme kanserinin de tedavisindeki başarı erken teşhis ve erken tedavi ile mümkündür.

    Mammografi çekim işlemine gelirken beraberinde eski filmlerinde getirilmesi ve her seferinde eski filmler ile karşılaştırma yapılması gerekmektedir.

    DİJİTAL PANORAMİK RÖNTGEN

    Diş röntgeni dişlerin, kemik ve dişetlerinin birlikte görüntülendiği bir röntgendir. Diş hekiminin klinikte muayene ile görünmeyen kısımlarını göstermeye yarayan dişler yada çenelerle ilgili problemleri teşhis etmesine yardımcı bir yöntemdir. Örneğin başlangıç çürüklerinin tespiti, özellikle diş minesi sağlıklı gibi dursa da
    çürük dişlerin ya da diş eti çizgisinin arkasına gizlendiğinde, ağızdaki absenin hangi dişten kaynaklandığı, periodontal hastalıktan dolayı kemiğin zarar görmesi,dişlerdeki yapı bozuklukları, kök kırıkları, kist ya da tümörler röntgenle tespit edilebilir.


     


     


     


     


     


     


     


     


     


     


     


     


     


     


     


     

    KEYWORDS RAD İSTANBUL RAD İSTANBUL GÖRÜNTÜLEME RADİSTANBUL ANADOLU YAKASI GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÇEKMEKÖY ÜMRANİYE ŞİLE AĞVA SARIGAZİ SAMANDIRA SULTANBEYLİ SANCAKTEPE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE 0-216-5218836 GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ 0-216-5218836 RADİSTANBUL GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE 0-216-5218836 GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ

    GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÇEKMEKÖY ÜMRANİYE ŞİLE AĞVA SARIGAZİ SAMANDIRA SULTANBEYLİ SANCAKTEPE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ KADIKÖY ÜSKÜDAR ÇEKMEKÖY ŞİKLE TAŞDELEN REŞADİYE AĞVA ÜMRANİYE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ KADIKÖY ALTUNİZADE BAĞLARBAŞI ÜSKÜDAR ŞİLE ÜMRANİYE AĞVA GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ RADİSTANBUL GÖRÜNTÜLEME MEKEZİ DOPLER DOPPLER RENKLİ DOPPLER DİJİTAL PANORAMİK SEFALOMETRİK RÖNTGEN MAMOGRAFİ MAMMOGRAFİ KEMİK ERİME TESTİ KEMİK MİNERAL DANSİTOMETRİ OSTEOPOROZ TAKİP TARAMA

        RADİSTANBUL GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÇEKMEKÖY ÜMRANİYE ŞİLE AĞVA SARIGAZİ SAMANDIRA SULTANBEYLİ SANCAKTEPE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE 0-216-5218836 GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ 0-216-5218836 RADİSTANBUL GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE 0-216-5218836

    GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÇEKMEKÖY ÜMRANİYE ŞİLE AĞVA SARIGAZİ SAMANDIRA SULTANBEYLİ SANCAKTEPE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ KADIKÖY ÜSKÜDAR ÇEKMEKÖY ŞİKLE TAŞDELEN REŞADİYE AĞVA ÜMRANİYE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ KADIKÖY ALTUNİZADE BAĞLARBAŞI ÜSKÜDAR ŞİLE ÜMRANİYE AĞVA GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ RADİSTANBUL GÖRÜNTÜLEME MEKEZİ DOPLER DOPPLER RENKLİ DOPPLER DİJİTAL PANORAMİK SEFALOMETRİK RÖNTGEN MAMOGRAFİ MAMMOGRAFİ KEMİK ERİME TESTİ KEMİK MİNERAL DANSİTOMETRİ OSTEOPOROZ TAKİP TARAMA GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÇEKMEKÖY ÜMRANİYE ŞİLE AĞVA SARIGAZİ SAMANDIRA SULTANBEYLİ SANCAKTEPE KARTAL MALTEPE PENDİK TUZLA GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE 0-216-5218836 GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ 0-216-5218836 RADİSTANBUL GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE 0-216-5218836

    GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÇEKMEKÖY ÜMRANİYE ŞİLE AĞVA SARIGAZİ SAMANDIRA SULTANBEYLİ SANCAKTEPE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ KADIKÖY ÜSKÜDAR ÇEKMEKÖY ŞİKLE TAŞDELEN REŞADİYE AĞVA ÜMRANİYE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ KADIKÖY ALTUNİZADE BAĞLARBAŞI ÜSKÜDAR ŞİLE ÜMRANİYE AĞVA GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ RADİSTANBUL GÖRÜNTÜLEME MEKEZİ DOPLER DOPPLER RENKLİ DOPPLER DİJİTAL PANORAMİK SEFALOMETRİK RÖNTGEN MAMOGRAFİ MAMMOGRAFİ KEMİK ERİME TESTİ KEMİK MİNERAL DANSİTOMETRİ OSTEOPOROZ TAKİP TARAMA

    ÜMRANİYE ŞUBESİ : GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÇEKMEKÖY ÜMRANİYE ŞİLE AĞVA SARIGAZİ SAMANDIRA SULTANBEYLİ SANCAKTEPE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE 0-216-5218836 GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ 0-216-5218836 RADİSTANBUL GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE 0-216-5218836

    http://www.goruntulememerkezi.com/

    GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÇEKMEKÖY ÜMRANİYE ŞİLE AĞVA SARIGAZİ SAMANDIRA SULTANBEYLİ SANCAKTEPE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ KADIKÖY ÜSKÜDAR ÇEKMEKÖY ŞİKLE TAŞDELEN REŞADİYE AĞVA ÜMRANİYE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ KADIKÖY ALTUNİZADE BAĞLARBAŞI ÜSKÜDAR ŞİLE ÜMRANİYE AĞVA GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ RADİSTANBUL GÖRÜNTÜLEME MEKEZİ DOPLER DOPPLER RENKLİ DOPPLER DİJİTAL PANORAMİK SEFALOMETRİK RÖNTGEN MAMOGRAFİ MAMMOGRAFİ KEMİK ERİME TESTİ KEMİK MİNERAL DANSİTOMETRİ OSTEOPOROZ TAKİP TARAMA MAMOGRAFİ KEMİK DANSİTOMETRİ PANORAMİK DİJİTAL RÖNTGEN SEFALOMETRİK DİJİTAL RÖNTGEN     DÖRT BOYUTLU RENKLİ ULTRASON RENKLİ DOPPLER ULTRASON ALT EKSTREMİTE ARTER VEN - ÜST EKSTREMİTE ARTER VEN -OBSTETRİK RENKLİ DOPPLER-RENAL ARTERLER RENKLİ DOPPLER-KAROTİS VERTEBRAL ARTERLER-SKROTAL RENKLİ DOPPLER- MEME RENKLİ DOPPLER- KİTLE LEZYONU RENKLİ DOPPLER-JİNEKOLOJİK DOPPLER VAJİNAL-OBSTETRİK RENKLİ DOPPLER –PENİL RENKLİ DOPPLER-TRANSKRANYAL RENKLİ DOPPLERULRASON (ABDOMEN-TİROİD-GEBELİK-OBSTETRİK-JİNEKOLOJİK-TRANSREKTAL-TRANSVAJİNAL-ÜST ABDOMEN-ALT ABDOMEN-ORBİTA-EKSTREMİTE-ÜRİNER SİSTEMLER-PELVİK-SUPRAPUBİK-MEME-VAJİNAL-TİROİD-SUBMANDİBULER-PAROTİS-TORAKS-YÜZEYEL-KİTLE LEZYONU ULTRASONOGRAFİ –KALÇA ULTRASONU

    ADRES: İNKILAP MAHALLESİ ALEMDAĞ CADDESİ MELTEM SOKAK 2/2 ÜMRANİYE TEL: 0-216-5218836 FAX: 0-216-5218836 radistanbul@hotmail.com


     

    www.radistanbul.com

    www.ikinciduzey.com

    www.goruntulememerkezi.com


     


     


     


     

    ÇEKMEKÖY ŞUBESİ


     

    ÇENE FİLMİ ÇEKMEKÖY SARIGAZİ SAMANDIRA ÜMRANİYE ALEMDAĞ REŞADİYE ŞİLE AĞVA PANORAMİK DİŞ FİLMİ VS


     

    DİJİTAL PANORAMİK RÖNTGEN


     

    ADRES: ÇAMLIK MAHALLESİ ŞAHİNBEY CADDESİ UMUT SOKAK YURTSEVEN İŞ MERKEZİ 2/2

        TEL: 0-216-6423432 radistanbul@hotmail.com

        PENDİK ŞUBESİ:

        ADRES:

    SAĞLIK BAKANLIĞI MARMARA ÜNİVERSİTESİ PENDİK EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ KARŞISI

        MİMAR SİNAN CADDESİ FEVZİ ÇAKMAK MAHALLESİ KAYISI SOKAK A BLOK 2/17

    TEL: 0-530-5472565 (ŞİMDİLİK)

        DÖRT BOYUTLU RENKLİ ULTRASON

    RENKLİ DOPPLER ULTRASON ALT EKSTREMİTE ARTER VEN - ÜST EKSTREMİTE ARTER VEN -OBSTETRİK RENKLİ DOPPLER-KAROTİS VERTEBRAL ARTERLER-RENALARTERLER-SKROTAL RENKLİ DOPPLER- MEME RENKLİ DOPPLER- KİTLE LEZYONU RENKLİ DOPPLER-JİNEKOLOJİK DOPPLER VAJİNAL-OBSTETRİK RENKLİ DOPPLER –PENİL RENKLİ DOPPLER-TRANSKRANYAL RENKLİ DOPPLER ULTRASONOGRAFİ (ABDOMEN-TİROİD-GEBELİK-OBSTETRİK-JİNEKOLOJİK-TRANSREKTAL-TRANSVAJİNAL-ÜST ABDOMEN-ALT ABDOMEN-ORBİTA-EKSTREMİTE-ÜRİNER SİSTEMLER-PELVİK-SUPRAPUBİK-MEME-VAJİNAL-TİROİD-SUBMANDİBULER-PAROTİS-TORAKS-YÜZEYEL-KİTLE LEZYONU ULTRASONOGRAFİ


     


     


     


     


     

    GGÖRÜNTÜLEME KEYWORDS: (İSTANBUL ANADOLU-AVRUPA)

  1. AYRINTILI ULTRASON
  2. MEME RENKLİ DOPPLER
  3. PROSTAT RENKLİ DOPLER
  4. JİNEKOLOJİK RENKLİ DOPLER
  5. KİTLE LEZYONU RENKLİ DOPLER
  6. OBSTETRİK DETAYLI DOPLER
  7. DOPPLER
  8. DOPPLER
  9. RENKLİ ULTRASON DOPPLER
  10. ULTRASYON USG US ULTRASON ULTRSONOGRAFİ GÖRÜNTÜLEME
  11. RENKLİ MEME ORBİTA TİROİD DOPLERİ USG
  12. DETAYLI ULTRASON
  13. DETAYLI RENKLİ ULTRASON
  14. RENKLİ DOPPLER
  15. ULTRASON
  16. MAMOGRAFİ
  17. KEMİK DANSİTOMETRİ
  18. KEMİK ERİME TESTİ
  19. HAMİLE ULTRASONU
  20. PANORAMİK RÖNTGEN
  21. STANDART PANORAMİK RÖNTGEN
  22. ÇENE FİLMİ
  23. SEFALOMETRİK RÖNTGEN
  24. DÖRT BOYUTLU ULTRASON
  25. GEBELİK ULTRASONU
  26. OBSTETRİK ULTRASON
  27. ABDOMEN ULTRASONU
  28. OBSTETRİK RENKLİ DOPLER
  29. UYGUN FİYATLI GÖRÜNTÜLEME
  30. UYGUN FİYATLI ULTRASON DOPPLER
  31. GEBELİK DOPPLERİ GEBELİK RENKLİ DOPPLERİ

    ANADOLU YAKASI GÖRÜNTÜLEME GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÇEKMEKÖY ÜMRANİYE ŞİLE AĞVA SARIGAZİ SAMANDIRA SULTANBEYLİ SANCAKTEPE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE 0-216-5218836 GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ 0-216-5218836 RADİSTANBUL GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE 0-216-5218836

    GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÇEKMEKÖY ÜMRANİYE ŞİLE AĞVA SARIGAZİ SAMANDIRA SULTANBEYLİ SANCAKTEPE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ KADIKÖY ÜSKÜDAR ÇEKMEKÖY ŞİKLE TAŞDELEN REŞADİYE AĞVA ÜMRANİYE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ KADIKÖY ALTUNİZADE BAĞLARBAŞI ÜSKÜDAR ŞİLE ÜMRANİYE AĞVA GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ RADİSTANBUL GÖRÜNTÜLEME MEKEZİ DOPLER DOPPLER RENKLİ DOPPLER DİJİTAL PANORAMİK SEFALOMETRİK RÖNTGEN MAMOGRAFİ MAMMOGRAFİ KEMİK ERİME TESTİ KEMİK MİNERAL DANSİTOMETRİ OSTEOPOROZ TAKİP TARAMA RADİSTANBUL GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ RADİSTANBUL GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE ÇEKMEKÖY ŞİLE AĞVA RİVA BEYKOZ VE TÜM BAĞLI SEMT VE KÖYLER GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ

  32. AİLE HEKİMLERİ GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ AİLE HEKİMİ HASTALARINA UYGUN FİYATLI GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ
  33. OSTEOPOROZ KEMİK ERİME TESTİ KEMİK MİNERAL DANSİTOMETRİ GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ
  34. GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE RADİSTANBUL GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ
  35. GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ

    DİŞ RÖNTGENİ GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÇEKMEKÖY ÜMRANİYE ŞİLE AĞVA SARIGAZİ SAMANDIRA SULTANBEYLİ SANCAKTEPE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE 0-216-5218836 GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ 0-216-5218836 RADİSTANBUL GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE 0-216-5218836

    GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÇEKMEKÖY ÜMRANİYE ŞİLE AĞVA SARIGAZİ SAMANDIRA SULTANBEYLİ SANCAKTEPE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ KADIKÖY ÜSKÜDAR ÇEKMEKÖY ŞİKLE TAŞDELEN REŞADİYE AĞVA ÜMRANİYE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ KADIKÖY ALTUNİZADE BAĞLARBAŞI ÜSKÜDAR ŞİLE ÜMRANİYE AĞVA GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ RADİSTANBUL GÖRÜNTÜLEME MEKEZİ DOPLER DOPPLER RENKLİ DOPPLER DİJİTAL PANORAMİK SEFALOMETRİK RÖNTGEN MAMOGRAFİ MAMMOGRAFİ KEMİK ERİME TESTİ KEMİK MİNERAL DANSİTOMETRİ OSTEOPOROZ TAKİP TARAMA

  36. RADİSTANBUL GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE ÇEKMEKÖY ŞİLE AĞVA RİVA BEYKOZ TAŞDELEN ÖMERLİ DUDULLU TEPEÜSTÜ İMES MODOKO İKEA GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ

    DİŞ FİLMİ GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÇEKMEKÖY ÜMRANİYE ŞİLE AĞVA SARIGAZİ SAMANDIRA SULTANBEYLİ SANCAKTEPE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE 0-216-5218836 GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ 0-216-5218836 RADİSTANBUL GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE 0-216-5218836

    GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÇEKMEKÖY ÜMRANİYE ŞİLE AĞVA SARIGAZİ SAMANDIRA SULTANBEYLİ SANCAKTEPE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ KADIKÖY ÜSKÜDAR ÇEKMEKÖY ŞİKLE TAŞDELEN REŞADİYE AĞVA ÜMRANİYE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ KADIKÖY ALTUNİZADE BAĞLARBAŞI ÜSKÜDAR ŞİLE ÜMRANİYE AĞVA GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ RADİSTANBUL GÖRÜNTÜLEME MEKEZİ DOPLER DOPPLER RENKLİ DOPPLER DİJİTAL PANORAMİK SEFALOMETRİK RÖNTGEN MAMOGRAFİ MAMMOGRAFİ KEMİK ERİME TESTİ KEMİK MİNERAL DANSİTOMETRİ OSTEOPOROZ TAKİP TARAMA

    GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÇEKMEKÖY ÜMRANİYE ŞİLE AĞVA SARIGAZİ SAMANDIRA SULTANBEYLİ SANCAKTEPE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE 0-216-5218836 GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ 0-216-5218836 RADİSTANBUL GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE 0-216-5218836

    GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÇEKMEKÖY ÜMRANİYE ŞİLE AĞVA SARIGAZİ SAMANDIRA SULTANBEYLİ SANCAKTEPE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ KADIKÖY ÜSKÜDAR ÇEKMEKÖY ŞİKLE TAŞDELEN REŞADİYE AĞVA ÜMRANİYE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ KADIKÖY ALTUNİZADE BAĞLARBAŞI ÜSKÜDAR ŞİLE ÜMRANİYE AĞVA GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ RADİSTANBUL GÖRÜNTÜLEME MEKEZİ DOPLER DOPPLER RENKLİ DOPPLER DİJİTAL PANORAMİK SEFALOMETRİK RÖNTGEN MAMOGRAFİ MAMMOGRAFİ KEMİK ERİME TESTİ KEMİK MİNERAL DANSİTOMETRİ OSTEOPOROZ TAKİP TARAMA GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÇEKMEKÖY ÜMRANİYE ŞİLE AĞVA SARIGAZİ SAMANDIRA SULTANBEYLİ SANCAKTEPE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE 0-216-5218836 GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ 0-216-5218836 RADİSTANBUL GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE 0-216-5218836

    GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÇEKMEKÖY ÜMRANİYE ŞİLE AĞVA SARIGAZİ SAMANDIRA SULTANBEYLİ SANCAKTEPE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ KADIKÖY ÜSKÜDAR ÇEKMEKÖY ŞİKLE TAŞDELEN REŞADİYE AĞVA ÜMRANİYE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ KADIKÖY ALTUNİZADE BAĞLARBAŞI ÜSKÜDAR ŞİLE ÜMRANİYE AĞVA GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ RADİSTANBUL GÖRÜNTÜLEME MEKEZİ DOPLER DOPPLER RENKLİ DOPPLER DİJİTAL PANORAMİK SEFALOMETRİK RÖNTGEN MAMOGRAFİ MAMMOGRAFİ KEMİK ERİME TESTİ KEMİK MİNERAL DANSİTOMETRİ OSTEOPOROZ TAKİP TARAMA


     


     


     


     


     

    http://www.goruntulememerkezi.com/


     


     


     


     


     

    MERKEZİMİZDE YAPILAN TETKİKLER www.radistanbul.com


     

    

ULTRASONOGRAFİ

TETKİK İŞARET

RENKLİ DOPPLER RDUS

TETKİK İŞARET

ÜST ABDOMEN USG

 

KAROTİS VERTEBRAL ARTERLER

 

ALT ABDOMEN USG

 

HER İKİ ALT EKSTREMİTE VENÖZ

 

TÜM ABDOMEN USG

 

HER İKİ ALT EKSTREMİTE ARTER

 

JİNEKOLOJİK USG

 

SAĞ ALT EKSTREMİTE VENÖZ

 

FOLİKÜLOMETRİ USG

 

SOL ALT EKSTREMİTE VENÖZ

 

TİROİD USG

 

SAĞ ALT EKSTREMİTE ARTER

 

HEPATOBİLİER USG

 

SAĞ ALT EKSTREMİTE VENÖZ

 

TRANSREKTAL USG

 

SOL ALT EKSTREMİTE ARTER

 

TRANSVAGİNAL USG

 

SOL ALT EKSTREMİTE VENÖZ

 

ORBİTA US

 

HER İKİ ÜST EKSTREMİTE VENÖZ

 

PENİL USG

 

HER İKİ ÜST EKSTREMİTE ARTER

 

KALÇA USG

 

SAĞ ÜST EKSTREMİTE VENÖZ

 

PELVİK USG

 

SAĞ ÜST EKSTREMİTE ARTER

 

YUMUŞAK DOKU USG

 

SOL ÜST EKSTREMİTE VEN

 

BOYUN USG

 

SOL ÜST EKSTREMİTE ARTER

 

PAROTİS USG

 

BİLATERAL ALT EKSTREMİTE AV

 

SUBMANDİBULER USG

 

BİLATERAL ÜST EKSTREMİTA AV

 

MEME USG BİLATERAL

 

PROSTAT RDUS

 

MEME USG SAĞ

 

MEME RDUS

 

MEME USG SOL

 

JİNEKOLOJİK RDUS

 

ÜRİNER SİSTEM USG

 

TRANSVAGİNAL RDUS

 

SKROTAL USG

 

TRANSREKTAL RDUS

 

4D OBSTETRİK

 

RENAL ARTER RDUS

 

3D OBSTETRİK

 

RENAL VEN RDUS

 

OBSTETRİK USG RUTİN

 

MESENTER ARTER RDU

 

TORAKS USG

 

PORTAL SİSTEM RDUS

 

YÜZEYEL USG

 

OBSTETRİK RDUS

 

SUPRAPUBİK USG

 

4D OBSTETRİK USG

 

SAFRA YOLLARI USG

 

3D OBSTETRİK USG

 

AYRINTILI RENAL USG

 

SKROTAL RDUS

 

DİJİTAL PANORAMİK RÖNTGEN

 

PENİL RDUSG

 

DİJİTAL SEFALOMETRİK RÖNTGEN

 

II. DÜZEY OBSTETRİK

 

MAMMOGRAFİ MAMOGRAFİ

 

KİTLE LEZYONU RDUS

 

KEMİK ERİME TESTİ BMD

 

ORBİTA RDUS

 


 


0-216-5218836

RADİSTANBUL GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ

ÜMRANİYE-ÇEKMEKÖY-PENDİK

0-216-521 88 36

0-216-642 34 32

    www.radistanbul.com

www.ikinciduzey.com

www.goruntulememerkezi.com


 


 


 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder